Sünnet Resülullah (s.a.v.) Efendimizin sözü ve davranışlarıdır. Gerek Kur’an-ı Kerim, gerek­se Nebî (s.a.v.) sözleri bizleri Peygamber Aleyhisselam’a tabi olmaya teşvik etmiştir. Bir âyet-i kerimede : «Öyle değil, Rabbine andolsun ki onlar aralarında kimi oraya kimi buraya çektikleri (kavga ettikleri) şeylerden seni hakem yapıp sonra da verdiğin hükümlerden yürekleri hiç bir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle tes­lim olmadıkça iman etmiş olmazlar.» Diğer bir âyette Cenab-ı Allah (c.c.): «Peygamber size ne verdi ise onu alın, size ne yasak etti ise ondan da sakının.» buyuruyor.
Şu halde Peygamber (s.a.v.)’e tabi olmak far­zı lâzımdır. Çünkü bu iki âyet ona muhalefet et­meyi kesinlikle yasaklamıştır. Ona tabi olmak de­mek her şeyiyle onun gibi yaşamaya çalışmak, onun gibi davranmak, o nasıl hareket etmişse öyle hareket etmektir.
İşte bu farz-ı ayndir. Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır.
«Hiç biriniz, arzusu benim getirdiğime tabi olmadıkça, hakkıyla iman etmiş sayılmaz.»
“Kim sünnetimi (terk ederek) yitirirse ona şefaatim haram olur.» Allah (c.c.) Al-i İmran Sûresi’nde şöyle diyor: «De ki: Eğer siz Allah’ı se­viyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.» Onun ümmeti ancak ona uyandır. Sen sabahtan akşama kadar dünyalıkların paşinden koş, ge­çici dünya menfaatinin ardından git, sonra da O’nun ümmetinden olmayı iste. Olmaz böyle şey. (Şiratul İslâm. Sh. : 13)