Müslüman coğrafyalar içinde zulümlerin belki de en büyüğüne, en uzun sürenine ve en sistematik olanına maruz bırakılan bölgenin adı Doğu Türkistan’dır. Çin hapishâneleri ve çalışma kampları işkencenin yoğun olarak kullanıldığı yerlerdir. Uluslararası Af Örgütü’nün yayınladığı ve Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerini konu alan 34 sayfalık raporda Doğu Türkistan’da tutuklu bulunan 17 yaşında bir gencin yakınları hapishânelerdeki koşullarla ilgili şunları anlatır: Hapishâne o kadar kalabalıktı ki, tutukluklar küçük bir hücrede 5-6 kişi tutuluyorlardı. Hücrenin küçüklüğü geceleri uyumalarına engel oluyor, ancak nöbetleşerek uyuyabiliyorlardı. Polisler hücreleri her dolaştıklarında tutukluları dövüyorlardı. Sorgulama için seçilen tutuklular, dövüldükleri, bedenlerine elektrik şok verildiği özel bir sorgu odasına götürülüyorlardı. Sorgu odasında duvara monte edilmiş bir ray vardı. Bazı tutuklular tek ayaklarından veya tek ellerinden buraya kelepçelenerek asılıyor ve bu pozisyonda 24 saat bekletiliyorlardı. Kelepçeleri çözüldüğünde ayakta bile duramaz halde oluyorlardı. Bazılarının kerpetenle tırnakları çekiliyor, bazılarının ise tırnaklarının altına elektrik veriliyordu. Bazı tutuklular işkence görürken artık bunun bir son bulmasını sağlamak için başlarını özellikle duvarlara vuruyorlar, böylece intihar ediyorlardı.
Çalışma kamplarında ise koşullar çok daha feciydi. Kamplardaki tutukluların ağır işlerde her gün en az 10 saat çalışmaları gerekmekteydi. Eğer vaktinde uyumaz veya uyanmazlarsa, bağırarak konuşurlarsa, güler veya ağlarlarsa, abdest almak için gizlice su alırlarsa, yapmaları gereken işleri bitirmezlerse, gardiyanlara cevap verirlerse ağır bir şekilde cezalandırılıyorlardı.
Görüldüğü gibi Çin’in Doğu Türkistan’da izlediği politika, kitlesel bir işkence ve soykırım programıdır. Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi’nin edindiği bilgiye göre, sadece 3 ayda Doğu Türkistan’da 10 bine yakın Uygur Türk’ü hayali suçlamalarla gözaltına alınmış, bunların 2500’ü ölüm cezasına çarptırılmış veya işkence sonucu öldürülmüştür.
(Doğu Türkistan İnsan Hakları İhlalleri Raporu, www.doguturkistan.net)
Çalışma kamplarında ise koşullar çok daha feciydi. Kamplardaki tutukluların ağır işlerde her gün en az 10 saat çalışmaları gerekmekteydi. Eğer vaktinde uyumaz veya uyanmazlarsa, bağırarak konuşurlarsa, güler veya ağlarlarsa, abdest almak için gizlice su alırlarsa, yapmaları gereken işleri bitirmezlerse, gardiyanlara cevap verirlerse ağır bir şekilde cezalandırılıyorlardı.
Görüldüğü gibi Çin’in Doğu Türkistan’da izlediği politika, kitlesel bir işkence ve soykırım programıdır. Doğu Türkistan Enformasyon Merkezi’nin edindiği bilgiye göre, sadece 3 ayda Doğu Türkistan’da 10 bine yakın Uygur Türk’ü hayali suçlamalarla gözaltına alınmış, bunların 2500’ü ölüm cezasına çarptırılmış veya işkence sonucu öldürülmüştür.
(Doğu Türkistan İnsan Hakları İhlalleri Raporu, www.doguturkistan.net)