Sıratın hak ve gerçek olduğu Peygamberimiz (s.a.v.)’in bize tebliğ ettiği, inanç esaslarından biridir. Sırat, cehennemin üzerine kurulmuş kıldan ince, kılıçtan keskin bir köprüdür. Orada vazifeli meleklerin ellerinde demirden kancalar ve çengeller vardır. Melekler, günahlarından dolayı cehenneme atılmalarına karar verilen kimseleri kanca ve çengellerle tutup alırlar.
Herkesin sıratı geçişi ameline göre olacağından dolayı, sırattan geçenlerin dereceleri ise farklı farklıdır: Kimisi yıldırım gibi, kimisi rüzgâr gibi, kimisi koşan at gibi, kimisi yürüyerek, kimisi de karınca gibi geçer. Sırat üzerinde 7 durak (sorgu ve hesap verme yeri) vardır: Birincisinde kişi Allah (c.c.)’ya imandan hesaba çekilir, ikincisinde 5 vakit namazdan hesaba çekilir, üçüncüsünde oruçtan hesaba çekilir, dördüncüsünde zekâttan hesaba çekilir, beşincisinde hactan hesaba çekilir, altıncısında abdest ve gusülden hesaba çekilir, yedincisinde insanlara zulümden hesaba çekilir. Bunların sorguları teker teker olur ve hesabını verebilir ve kurtulursa ileriye gönderilir, vermezse cehenneme atılır.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurur: “Ümmetimden bir kimse var ki, o sırat köprüsünün üzerinde yürürken bazen (ayakta) yürür, bazen ayağı takılıp yere kapanır, bazen sürünerek yürür, bazen de emekleyerek yürür. Derken (vaktiyle) bana okuduğu salât ve selâmı yanına gelerek elinden tutarak onu sırat köprüsünden geçirinceye kadar refâkat eder.” (Tirmizi)
Âhiretde cezası en şiddetli suç zulümdür. Zâlimler kıyamet günü karanlıklar içinde olacaklardır. Üzerinde bir müslümanın kul hakkı olduğu halde âhirete gidenin hesabı çok zor olacaktır. Ondan daha zor olanı kâfir hakkı; kâfir hakkından daha zor olan ise hayvan hakkıdır. Çünkü hayvanla konuşmak mümkün olmadığı için onunla helâlleşmek imkanı da yoktur.
(Üç Boyutuyla İslam, Muhammed Alaaddin, s.900;
İmâm Şarani Ölüm Kıyamet Ahiret s.16)