Enes bin Mâlik’in (r.a.) bildirdiği bir hasen hadîs vardır. Resûlullah’ın (s.a.v.) yanında bir pişmiş kuş vardı, “Yâ Rabbî! Bana mahlûklarından en çok sevdiğini gönder, bu kuşu beraber yiyelim, buyurdular. Hazret-i Ali (r.a.) geldi. Beraber yediler.
Imâm-ı Tirmizî (rahmetullahi aleyh) bu hâdîs-i şerîfi şerhinde fasih ve beliğ bir mukaddimeden sonra şöyle açıklıyor: Bid’at sahihleri, şiîler, bu hadîs-i şerîf ile oklarını bileyip, Hazret-i Ebû Bekir (r.a.)’in halîfe olmasına hücum ederler. Halbuki Hazret-i Ebû Bekir (r.a.)’in halîfe olması, Resûlullah (s.a.v.)’in vefatından sonra “bu ümmetde icmâ-ı müslimîn ile sabit olan ilk hükümdür. Dîni ayakta durduran direklerin en sağlamıdır.  Hazret-i Ebû Bekir (r.a.)’in ilk halîfe olmasını ve diğer sahabeden üstün olmasını icâb ettiren sahîh hadîsler ve buna ilâveten Ashâb-ı Kiramın söz birliği vardır. Çünkü  Nebi (s.a.v.)’i en iyi anlayan ve en iyi tâbi olanlar Ashab-ı Kiram’dır. (r.a.e.) Enes bin Mâlik’in bildirdiği hadîs-i şerîf, mânâsını bozmıyacak şekilde te’vîl edilebilir. Şöyle ki, hadîs-i şerîftebildirilen :
“Yâ Rabbî! Bana yarattıklarından en çok sevdiğini gönder” ifâdesi: “En çok sevdiklerinden birini gönder” manasınadır. Böylece Hak Teâlâ’nın sevdiği birkaç üstün kimselerin daha olduğu anlaşılır. Bu çeşit ifâde Arab lisânında çok kullanılır. Meselâ’ falan kimse insanların en akıllısı ve en efdalidir denince, o kimsenin, insanların en akıllılarından ve efdallerinden olduğu anlaşılır.
Nitekim Hâce Muhammed Pârisa (k.s) Faslü’l-Hitâb adlı kitabında Hazret-i Ali’nin (r.a.):”Bir çok kimseler beni Ebû Bekir, Ömer ve Osman’dan (r.a) üstün tutuyorlar. Bunların kalblerinde bozukluk vardır. Müslümanlar arasına fitne sokarlar.” dediğini yazmıştır.
( Şemsüddin Ahmet Sivasi, Dört Büyük Halife, 235-236.s.)