Ilımlıları da dahil Şia’nın tümü, kendileri için Ehli Beyt yoluyla geldiğini söyledikleri dışında Sünnet’ten hiçbir şeyi delil kabul etmezler. Şia’nın mutedil âlimlerinden sayılan Muhammed Hasen Âl Kâşifu’l-Ğıta şöyle der:
“Ebû Hureyre, Semura bin Cundub, Mervan ibnu’l-Hakem, Harici Imrân bin Hattan, Amr ibnu’l-Âs ve benzerlerinin rivâyet ettiklerinin İmamiye’nin yanında sinek kadar değeri yoktur. Onların durumu, bahse gerek olmayacak kadar açıktır.”
Hicri 984 yılında ölen Şeyh Hüseyin bin Abdüssamed El-Âmili, Şiilerce değer verilen ünlü sözde  hadîs ıstılahı kitabı
“Vusûlu’l-Ahyâr ilâ Usûlu’l-Ahbâr”da bu konuyu inceleyerek Ehli Sünnet’in hadîs kitapları hakkında genel bir hükme varır ve şöyle der: “Genel sahih kitapları ve tüm rivâyet ettikleri sahih değildir.”
Humeyni, “Keşfu’l-Esrar” isimli kitabında, Ebû Bekr Es-Sıddık radıyallahu anh’ın Kur’an-ı Kerim’e muhalefet ettiğini ileri sürerken “Biz peygamberler topluluğu miras bırakmayız. Bıraktıklarımız sadakadır” hadîsini Hz. Ebû Bekir’in –hâşâ- uydurduğunu söyler. “El-Hukumetu’l-İslâmiyye” kitabında da, yine yüce sahabi Semura bin Cundub’un hadîs uydurduğunu öne sürer.
Humeyni ve Şiası bize sahih senetlerle rivâyet edilen Sünnet’in tümünü inkar etmektedir. Bu şekilde birçok sahih hadîsi inkar etmektedirler ve bu hadîsler arasında mütevatir hadîsler de var. Onlar bu şekilde dinin ikinci temeli olan Sünnet’i yıkmaktadırlar. Sahih Sünnet yerine, hadîs uyduran yalancı imamlarından birtakım rivâyetler nakletmektedirler. Bu rivâyetler, Kuleyni ve benzerleri tarafından toplanmıştır.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in vefatından sonra sahabilerin dinden döndüğünü söyleyen, onları hadîs uydurmakla suçlayan ve ümmetin güvenilir ravilerine dil uzatan Humeyni’nin araştırmalarında sadece kendi fırkasının kitaplarından delil getirdiği sabittir ve bu çok iyi bilinen bir şeydir.
(Misvak Neşriyat, Hakk Dînin Batıl Yorumları, s.187)