Bunların bazıları:
- Birinci oturuşu veya vitirde Kunut’u terk etmek
- Farz bir namazda ikinci rekâttan sonra oturmayıp da üçüncü rekâta yanılarak kalkmaya yeltenenin durumuna bakılır: Eğer kalkışı oturmaya yakın ise, oturur, sehiv secdesi gerekmez. Tam doğrulup kalktıktan sonra ka’deye (oturuşa) dönerse namaz bozulur.
- Dört rekâtlı farzlarda ikinci oturuş yapılmaksızın beşinci rekâte kalkılacak olsa, henüz beşinci rekât için secde edilmedikçe oturuşa dönülür. Teşehhüdden sonra selâm verilip sehiv secdeleri yapılır. Fakat beşinci rekat için secde yapılmış olursa, bu namaz nâfileye dönmüş olur. Artık buna bir rekât daha ilave edilir ve tam altı rekatlı bir nafile namaz kılınmış olur.
- Son oturuşu yaptıktan sonra selâm vermeden yanılarak ayağa kalksa hemen oturuşa dönülüp selam verilir ve sehiv secdesi yapılır. Fakat beşinci rekât için secdeye varılmış olunca, buna bir rekât daha ilave edilir. Bu durumda önceki dört rekât ile farz tamamlanmış olur. Diğer iki rekât da nafile sayılır.
- Birinci oturuştan sonra yanılarak: “Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed” denilmesi sehiv secdelerini gerektirir.
- Dört rekâtlı bir namaza başlamış olan kimse, kıldığı rekâtın birinci rekât mı, ikinci rekât mı olduğunda şüphe edip bir tarafı seçemezse, kendisini bir rekât kılmış sayar (az olanı esas alır; çünkü az olanda kesinlik vardır) ve herbir rekatın sonunda ihtiyat olarak bir teşehhüd miktarı oturur; bu şekilde dört defa oturuş yapılmış olur. Namazın sonunda sehiv secdelerini yapar.
(Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihâli)