Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in amcasıdır. İlk Müslümanlardandır. Hz. Hamza (r.a.)’ın müslüman olması ile müslümanlar, kuvvet buldu. Müşriklerin, Müslümanlara karşı davranışları değişti. Çünkü, bütün Mekkeliler biliyordu ki, Hamza (r.a.), cengâver, cesûr, mert, pehlivan ve kahramandır. Bunun için, Kureyş müşrikleri artık Müslümanlara, hiçbir sebep yokken fenâ muâmele yapamadılar. Bilhassa Hz. Hamza (r.a.)’ın kılıcının şiddetinden çekindiler. Hz. Hamza (r.a.) Bedr Gazâsında 313 Eshâb-ı kirâm, 1000 müşrikle karşı karşıya geldi. Bedr Savaşı’nda iki elinde iki kılıçla kahramanca çarpışan Hz. Hamza (r.a.), Uhud Savaşı’na katıldı. Büyük kahramanlıklar gösterip, otuz bir müşrik öldürdü. O sırada, henüz Müslüman olmayan Vahşî tarafından şehid edildi. Hz. Hamza (r.a.) şehîd olduğunda, oruçlu idi. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), kendisi için “Seyyid-üş-Şühedâ = Şehîdlerin Efendisi” buyurdu ve cesedini meleklerin yıkadıklarını haber verdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Hz. Hamza (r.a.)’ın mübârek cesedinin kesilip biçildiğini görünce dayanamayıp ağladı. Mübârek gözlerinden yaşlar akarak şöyle buyurdular: “Ben, şu şehitlerin, Allâhu Teâlânın yolunda canlarını fedâ ettiklerine, kıyâmet günü şâhitlik edeceğim. Onları kanlarıyla gömünüz. Vallahi, kıyâmet günü mahşere yaraları kanayarak gelecekler. Kanlarının rengi, kan rengi, kokuları da misk kokusu olacaktır. Bana Cebrâil (a.s.) gelip, Hamza bin Abdülmuttalib’in göktekiler katında “Allah’ın ve Resûlü’nün arslanıdır.” diye yazıldığını haber verdi.” Hz. Hamza’yı şehid eden Vahşî (r.a.), bilâhare Müslüman oldu. Reslûlullah Efendimiz (s.a.v.); “Mîrac gecesi, Hamza ile Vahşî’yi Cennet’te kolkola giderken gördüm.” buyurmuştur.
(Yeni Rehber Ansiklopedisi c.8, s.286-287)