Ya‘lâ  b.  Şeddâd  anlatıyor:  “Babam  Şeddâd  (r.a.)  bana  bir hadîs nakletmişti, Ubâde b. Sâmit (r.a.) de yanımızdaydı, babamın rivâyetini doğruluyordu. Şöyle nakletmişti:
Bir gün Peygamber (s.a.v.)’in yanındaydık. Bize:
– Aranızda  yabancı  var  mı?        diye  sordu.  Bu  sorusuyla yahudî ve hıristiyanları kastediyordu.
– Hayır, yâ Resûlallâh (s.a.v.), yoktur, dedik. Kapının kapatılmasını emretti ve:
– Haydi ellerinizi kaldırın: “Lâ ilâhe illallâh” deyin, buyurdu.
Biz de bir süre ellerimizi kaldırdık. Sonra Resûlullâh (s.a.v.) ellerini kaldırdı ve: “Allâh’a hamdolsun. Allâhım, sen beni bu kelimeyi tebliğ etmek üzere gönderdin, onu bana öğrettin, karşılığında bana cenneti va‘d ettin. Hiç şübhesiz Sen, sözünden caymazsın” dedikten sonra bize:
– Sizlere müjde! Allâh sizleri bağışladı, buyurdu.”