Sağlık uygulamalarındaki gelişmeler Batı’dan nakil şeklinde olduğundan haram kaynaklı içeriklerle doludur. Bu içerikler şöyle sınıflandırılır;
a- İçeriğinde haram malzeme bulunan ilaçlar: Kapsül formundaki kimi ilaçlarda kapsülün üretim malzemesi olarak (Mesela jelatin gibi), doğrudan haram olan domuz veya kesimi helal olmayan hayvanlardan üretilen malzemeler kullanılmaktadır.
b- Bizzat haram kaynaktan üretilen ilaçlar: Heparin ve protamin gibi.
Ayrıca her hastalık için (Depresyon ve panik atak gibi) ilaç kullanmak gerekip gerekmediği tekrar tartışılmalıdır.
Diğer taraftan gebelik takip testleri ve estetik cerrahinin uğraş alanları İslamî temelde değerlendirilmelidir.
Dahası, hastalıkların insan hayatındaki yeri İslamî temeller üzerine oturtulmalıdır. Şifa arayışının da Allah (c.c.)’nun rızasının kazanılması için olması gerektiği hatırlanmalıdır.
Hastanın verilen ilaçlarla ilgili helal-haram konusunda da bilgilendirilmesini isteyen Alat, şunları kaydetti: “Kapsüllü ilaçların içerisindeki toz, ilacın kendisi, o da haram kaynaktan olabilir, araştırmak lazım ama bir de şu var ki kapsülünün kendisi jelatinden üretiliyor. Jelatinin de kaynağı domuz. Sığırdan ürettiğini idda edenler var ama onlar da o sığırın nasıl kesildiğini bilmiyor. Bu kapsülü çıkarıp da içsen o zamanda ilacın etkinliği azalır ya da mideye zarar verir. Ben hastalarıma kapsüllü ilaç yazmıyorum. Aynı şekilde film tabletler var. Film kısmında da domuz var
Sonuç olarak bilimin bu araştırmaları yapması bir hata değildir. Ancak Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in de “Şüphesiz ki Allah (c.c.) sizin şifanızı size haram kıldığı şeylerde kılmamıştır.” dediği gibi her hastalığın şifası vardır ancak bütün bunlar helal kaynaklarda aranmalıdır. Bu sebeple Müslüman bilim adamı ve Müslüman üreticilerin ortaklaşa çalışmalarına ve bu amaçla kurulacak köklü kurumlara, İslamî temelli üniversitelere ihtiyaç vardır.
(Doç.Dr.İlker Alat Kalp ve Damar Cer. Uzm., http://www.gimdes.org)