Sabır mı, Şükür mü Efdaldir?

Bil ki, bazı âlimler yokluğa sabretmenin, bazıları varlığa şükretmenin efdal olduğunu, bazıları da efdal olanın kişilere ve durumlara göre değiştiğini söylemişlerdir. Dinî nassların (Kur’ân ve Hadisler) zahir (ilk okuyuşta akla gelen) mânaları ise, sabrın şükürden efdal olduğunu gösterirler. Bu sözlerde şükrün de üstünlüğü bildirilmekle birlikte, sabrın daha üstün olduğu vurgulanmıştır. Meselâ, Allâhü Te’âlâ şöyle buyurmuştur: “Ancak sabredenlere hesapsız mükâfat verilecektir.” (Zümer s. 10) Allâh Resûlü (s.a.v) de şunu söylemiştir: “Size verilen en üstün şeyler, yakin (kuvvetli imân) ve sabırdır.”

Allâh  Resûlü (s.a.v), “Yiyip şükretmek oruç tutup sabretmek gibidir.” buyurmuştur. (Tirmizî) Bu Hadis de sabrın daha üstün olduğunu gösterir. Çünkü teşbihte kural, zayıf olanın kuvvetli olana benzetilmesidir. Bu hadiste de şükür sabra benzetilmiştir. Lâkin şükürde fiil vardır. Bu fiil, nimeti veriliş gayesine göre kullanmaktır. Bu ise hem nefis mücâdelesi gerektirmesi ve dolayısıyla nefsi terbiye etmesi, hem de bazı faydalar ve hizmetler sağlaması açısından şükre üstünlük kazandıran bir özelliktir. Bu sebeple, sabrın mutlak olarak şükürden veya şükrün mutlak olarak sabırdan üstün olduğunu söylemek doğru değildir. Doğru olan odur ki, bunlardan hangisi nefsi daha iyi terbiye eder ve daha çok yarar sağlarsa üstün olan odur. Bu da şartlara ve şahıslara göre değişir. Bunun misâli, tıpkı ekmeğin aç olan insan için, suyun da susuz olan için daha üstün olması gibidir. Çünkü bazı insanlar yoklukla terbiye edilmeye muhtaçtırlar. Varlık bu insanları şımartır ve baştan çıkarır. Bu tipler için sabır daha üstündür. Bazı insanlar ise, nimet bulunca ibâdet etmek ve hayır işleri yapmak için şevk ve heyecan kazanırlar. Bu tipler için de şükür daha üstündür.

(İmâm-ı Gazâlî, İhyâ-u Ulûmi’d-dîn, c.4, s.247-256)