Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz, buyurdular ki: “Bana itaat eden Allah’a itaat etmiş olur. Bana is­yan eden Allah’a isyan etmiş olur. Benim vazifelen­dirdiğim kimseye itaat eden, bana itaat etmiş olur; ona isyan etmiş olan, bana isyan etmiş olur.” (Buharı,
Kitâbü’l-Ahkâm, Ebû Hüreyre (r.a.)’den)
“Nebî-yi Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, uyurlarken me­lekler, Zât-ı ‘aleyhi’s-selâtü ve’s-selâm Efendimize geldiler. “Bu dostunuzun bir benzeri var. Haydi O’nu bir şeye teşbîh edin.” dediler. Kimi: “-Uyuyor!”, kimi de: “-Gözü kapalı ama kalbi uyanıktır.” dedi. Hepsi birden: “-O bir ev yapıp içinde bir sofra kuran, etra­fa da’vetiyeler gönderen bir kimse gibidir. Da’vete icabet eden eve girer, sofradan yer. Da’vete icabet etmeyen ne eve girebilir, ne de sofradan yiyebilir…” Melekler tekrar dediler ki: “Bu misâli, Nebî (s.a.v.)’e açıklayın ki duysun.” Kimisi: “-Uyuyor!” Kimisi de: “-Gözü kapalı; fakat kalbi uyanıktır.” dedi. Hepsi be­raber: “-Ev: Cennet, Da’vet sahibi: Nebî (s.a.v.). Kim Muhammed (s.a.v.)’e itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur. O’na isyan eden de Allah’a isyan etmiş olur. Muhammed (s.a.v.), insanlar arasında iyiyi kötüden
ayiriCI bir Ölçüdür.” dediler. (Buharı, Câblr (r.a.)’den)
“Ümmetim parçalanmışken sünnetime yapışan,
koru aVUÇlayan gibidir.” (Müstedrek, Ebû Hüreyre (r.a.)’den)
“Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.” <MÜS-iim, Enes (r.a.)’den) “Sünnetime yapışan cennete girer.”
(Dâe Kutnî, Âişe Sıddîka (r.a.) Vâlidemiz’den)
(M. Yûsuf Kândehlevî (r.h.), Hayâtü’s-Sahâbe (r.a.) 1. c., 26-29. s.)