Ebû Hureyre (r.a)’dan, şöyle demiştir: Resûlullah (s.a.v) mesciddeyken müslümanlardan bir kimse yanına geldi ve ona bir nida edip: -Ya Resûlullah! Ben zina yaptım dedi. Peygamber (s.a.v) ondan yüz çevirdi. Bu sefer o zat peygamberin yüzünü döndürdüğü tarafa geçip yine: -Ya Resûlullah! Ben zina ettim dedi. Peygamber (s.a.v) ondan yüz çevirdi. Nihâyet o zat bu itirafı dört kere tekrarladı. Bu şekilde kendi aleyhine dört kere şehadet edince Resûlullah (s.a.v) onu çağırıp:
-Sende delilik var mı? Diye sordu o zat:
-Hayır dedi . Resûlullah:
Sen evli misin? Diye sordu. O zat:
-Evet dedi. Bunun üzerine Resûlullah oradakilere:
-Bunu götürünüz ve recm ediniz emrini verdi. (Müslim : 5.c / 287.s. 16)
‘Takıyyuddîn el-‘Usmânî ‘Müslim Şerhi Fethu’l-Mülhim kitabında şöyle diyor: Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’in şeriat getirici olarak ebedî ve kalıcı bir kanun vaz’etmek gibi zînâ edenleri recmettiği ve recmedilmesini emrettiğini gösteren birçok delîller vardır:
Bir: Allah sübhânehû ve teâlâ Mâide suresinde recm’e işâret etmiş ve onu Allah’ın hükmü saymıştır ve Allah’ın hükmüyle takdîr edilen cezâ da hadd cezasıdır.
İki: Resûlüllâh sallallâhu aleyhi ve sellem birçok defa i’lân etmiştir ki, Recm Allah teâlâ’nın hükmüdür ve belli bir zamanla sınırlı bir hüküm değildir. O sadece ebedî ve kalıcı bir kânûndur.
Recm hadîslerinin ma’nâ yönünden mütevâtir olduğunu hadîs ve fıkıh âlimlerinden bir çokları açıkça ifâde etmişlerdir. İbn-i Hümâm’ın Fethü’l-Kadîr’inde, Âlûsî’nin Rûhu’l-Meânî’ isimli tefsîrinde, Şah Veliyyullâh Dıhlevî’nin de Hüccetullâhi’l-Bâliğa diye tanınan kitabında… Ben kendi başıma, okunmakta ve ellerde dolaşmakta olan kitaplarda Recm hadîslerini araştırdım ve recmin elli iki sahâbî’den rivâyet edildiğini buldum.
(Eşref Ali et-Tehânevî, Hadîslerle Hanefi Fıkhı c.10 s.99)