Hadîs-i şerîfte: “Ramazan ayı gelince, Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar kuvvetlice bağlanır.” buyuruldu. Bir başka rivâyette şöyle gelmiştir: “Rahmet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur.” Selmân-i Fârisî (r.a.) bildirdi: Resûlullâh (s.a.v.) Şa’ban ayının son günü hutbede buyurdu ki: “Ey müslümanlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece (Kadir gecesi) bin aydan daha fâidelidir. Allâhü Te‘âlâ, bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri teravih namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allâh için, ufak bir iyilik yapmak, başka ayda bir farz eda etmek gibidir. Bu ayda bir farz yapmak, başka aylarda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay sabır ayıdır, sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda mü’minlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse, günâhları afv olur. Hakk Te‘âlâ onu Cehennem ateşinden âzâd eder. O oruçlunun sevabı kadar, ona verilir.” Ashâb-ı kiram dediler ki, yâ Resûlallâh, her birimiz, bir oruçluya iftar ettirecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz. Resûlullâh (s.a.v.) buyurdu ki: “Bir hurma ile iftar verene de, yalnız su ile oruç açana da, biraz süt ikram edene de, bu sevâb verilecektir. Bu ay öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası afv ve mağfiret ve sonu Cehennemden âzâd olmaktır. Bu ayda, işçinin, memurun, askerin ve talebenin vazifesini hafifleten âmirleri, kumandanları ve müdürleri, Allâhü Te‘âlâ afv edip, Cehennem ateşinden kurtarır. Bu ayda dört şeyi çok yapınız! Bunun ikisini Allâhü Te‘âlâ çok sever. Bunlar Kelime-i şehâdet söylemek ve istiğfar etmektir. İkisini de zâten her zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da Allâhü Te‘âlâdan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden Ona sığınmaktır. Bu ayda bir oruçluya su veren bir kimse, Kıyamet günü susuz kalmayacaktır.”
(M. Muhammed Rabhanî,
Riyadü’n Nâsihîn, 206-207.s.)