Hz. Aişe (r.anha) der ki: «Resûlullah (s.a.v.) baygın bir hâlde hasta iken ağzına ilaç koymağa başlamıştık. O da bize (Bana ilaç vermeyiniz) diye işaret etmiş durmuştu.
Biz ise (Resûlullah (s.a.v.)’ın ağzına ilaç, akıtılmasını istememesi, hastalar ilaçtan hoşlan­madığı içindir) demiş ve ilaç vermeğe devam et­miştik. O sırada Şam seferine hazırlanan ordu­nun başkumandanı Üsame b. Zeyd (r.a.) gelip Resûlullah (s.a.v.)’ın yanına girdi. Eğilip Resû­lullah (s.a.v.)’ı öptü. Resûlullah (s.a.v.) konuşamıyordu. Ellerini semaya kaldırdıktan sonra Üsa­me (r.a.)’nin üzerine indirdi. Üsame (r.a.) bun­dan, Resûlullah’ın kendisi için dua ettiğini anladı.
Resûlullah (s.a.v.) ayıldığı zaman (Ben si­zi bana ilaç vermekten men etmedim mi idi? di­ye hitap etti. Biz yine kendi kendimize (hasta ilaçtan hoşlanmaz) dedik.»
Esma bint-i Ümeysin (r.a.) bildirdiğine gö­re: Peygamberimiz (s.a.v.): «Bunu kim yaptı ba­na?» diye sordu. Peygamberimizin zevceleri de Habeş ülkesi tarafına işaret ederek «Oradan ge­len şu kadın yaptı!» diye Esma bint-i Ümeysi gösterdiler. O da: «Ya Resûlallah (s.a.v.)! biz sendeki hastalığın zatülcenb olmasından kork­muştuk.» dedi. Peygamberimiz (s.a.v.) «Bu şey­tandan gelen bir şeydir. Yüce Allah (c.c.) bana o hastalığı bulaştırmış değildir. Ben Allah (c.c.) katında zatülcenb ile mübtelâ kılınmaktan üs­tün tutulmuşumdur. Allah (c.c.) onu bana mu­sallat kılmamıştır.» buyurdular. (İslâm Tarihi A. Köksal)