Peygamberimiz (s.a.v.) kendisine peygamber­lik gelmeden önce de, kavmi arasında ahlakının güzellik ve üstünlüğü ile övülür parmakla gös­terilirdi. Bu gerçeği, Muhammed b. İshâk ile Muhammed b. Sad ve daha başkaları, şöyle dile getirirler:
«Resûlullah (s.a.v.), erlik çağına erinceye kadar ve insanlıkça, kavminin en üstünü Ahlakça en güzeli, soy sopca, en şereflisi, komşuluk haklarını, en çok gözeteni, hilimce en büyüğü, doğru sözlülükte, en başta geleni, eminlik ve güvenirlikte, en büyüğü, kötülükten ve insanla­rı alçaltan huylardan da, en uzak bulunanı idi. Allah (c.c.), O (s.a.v.)’nda, bütün iyi haslet,ve meziyetleri toplamıştı. Bunun için, kendisi kavmi arasında «El’Emin» ismi ile anılırdı.
Ebu Abdullahülcedeli (r.a.) der ki: «Âişe (r.a,)’a Peygamber (s.a.v.) ahlakı nasıldı?» diye sordum. “İnsanların en güzel ahlaklısı idi. Hiç­bir çirkin söz söylemez ve hiç bir çirkin hareke­te tenezzül etmezdi. Çarşı pazarda bağırıp ça­ğırmaz, kötülüğü kötülükle karşılamazdı. Affeder ve bağışlardı.” dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.)’in dokuz on yıl hiz­metinde bulunmuş olan Enes b. Malik (r.a.)’te «Resûlullah (s.a.v.) insanların en güzel ahlak­lısı idi.» der.
(M.A. Köksal – İslâm Tarihi, C. 11, Sh.: 431)