İyad b. Hammâr el-Müraşî’den rivayetle, Hz. Peygamber (s.a.v.) ikindi namazını kıldıktan sonra ayağa kalkıp bize bir hutbe irad etti. Kıyâmete kadar olan hiçbir şey bırakmadı ki, bize ondan bahsetmesin. O hutbenin bazı parçaları şunlardır:
“Ey insanlar dünya yemyeşildir, tatlıdır. Allah (c.c) dünyada sizi halife kılacaktır. Nasıl amel edeceksiniz diye bakacaktır. O halde dünyadan kaçınınız. Kadınlardan kaçınınız. Çünkü îsrailoğullarının ilk fitnesi kadınlar hususunda olmuştur.  Ey insanlar! Âdemoğulları değişik tabakalardan yaratılmışlardır. Kimisi mü’min olarak yaşar, mü’min olarak ölür. Kimisi kâfir olarak doğar, kâfir olarak yaşar, kâfir olarak ölür. Kimisi mü’min olarak doğar, mü’min olarak yaşar, fakat kâfir olarak ölür. Kimisi kâfir olarak yaşar, fakat mü’min olarak ölür. Ey insanlar! Öfke Âdemoğlunun karnında tutuşturulan bir ateş korudur. Bakmaz mısınız, insan öfkeli olduğunda kıpkızıl oluyor, damarları şişiyor, herhangi biriniz öfkelenirse derhal otursun. Dikkat ediniz. İnsanların en hayırlısı geç öfkelenen, öfkesi çabuk geçen kimsedir. En şerlisi ise çabuk öfkelenen, fakat geç vazgeçendir. Öyleyse geç öfkelenen ve öfkesi geç geçen kimse ile çabuk öfkelenen ve öfkesi çabuk geçen kimse orta vasıflı kimselerdir.  Ey insanlar! Tüccarların en hayırlısı alacak ve vereceklerini en güzel şekilde yerine getirenlerdir. En şerlisi de alacağı ve vereceği kötü olandır. Eğer ödeyişi güzel, isteyişi kötü veya ödeyişi kötü, isteyişi güzel olursa o kimse orta vasıflıdır.”
Ebu Said el-Hudrî’den rivayetle, “Ey insanlar! Bütün zalimlerin kıyamette, yaptığı zulme göre bir bayrağı vardır. Kuşkusuz zulmün en büyüğü, devlet başkanlarının zulmüdür. Ey insanlar! Korku, bildiğiniz bir şeyi söylemekten sizi alıkoymasın. Kuşkusuz cihadın en üstünü, zalim bir sultana karşı doğruyu söylemektir. Ey insanlar! Dünyanın geçen kısmı yanında, kalan kısmı; içinde bulunduğumuz günün geçen kısmı yanında, kalan kısmı kadardır.” (Buhari, Müslim)
(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, c.4 s.162)