İmam-ı Tirmizî: “Şemaîl”inde Hz. Ali (r.a.)’den naklen Peygamberimiz (s.a.v.)’in vaktini üç işe tahsis ettiklerini kaydeder. Bu vakitlerin bir kısmı ibadetlere, bir kısmı âmme (halkın) işlerine, bir kısmı da şahsî meşgalelere tahsis edilmişti.
Hz. Resûlullah (s.a.v.) gecenin yarısı, yahut üçte ikisi geçtikten sonra kalkarlar, yastıklarına yakın bulundurdukları misvakla dişlerini ovarlar, sonra abdest alıp teheccüd namazı kılar ve bir müddet böyle ibâdetle meşgul olurlardı. Daha sonra da sa­bah namazı için mescide çıkarlardı.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) her namaz için abdest ta­zelemeğe gayret ederlerdi. Ancak bazen bir abdestle birkaç namaz kıldıkları da olurdu. Mesela Mekke’nin fethi esnasında bir abdestle bir kaç na­maza iştirak etmişlerdir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) sünnet ve nafile namaz­larını umumiyetle evlerinde kılarlar, farz namazla­rını da mescidde ve Kur’an’ın uzunca sûrelerini okuyarak kılarlardı.
İstirahate yattıklarında dâima sağ yanları üze­rinde yatarlar, sağ ellerini sağ yanaklarının altına koyarlardı. Yolculuk esnasında da sağ kolları üze­rinde yatarlardı.
Hz. Peygamberimiz (s.a.v.)’in Yüce Ahlâkı, S.19.