Kendileriyle Peygamberliğinden önce münasebette bulunanlar, dürüstlüğüne hayran olduklarından, O (s.a.v.)’na «El Emîn» diyorlardı Peygamber olduktan sonra bile Kureyş mensupları, Resulullah (s.a.v.)’ı can düşmanı bildikten halde emanetlerini muhafaza için O (s.a.v)’na veriyorlardı.
Bir gün bir bedevi, Peygamber (sav)’den alacağını almağa gelmişti. Bedevî kabalığından Resul-i Ekrem (s.a.v.)’e gayet sert sözler söylemişti. Ashâb (r.a.) kızarak bedeviyi şu sözlerle uyarmışlardı:
«Sen kime hitab ettiğini biliyor musun?.
Bedevî:
«Ben hakkımı istemeğe geldim, dedi
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) de:
(«Siz onu tutacaktınız. Çünkü bu adam hakkını istiyor» buyurdular.
Bundan sonra Resûl-i Ekrem (sav) Bedevî’ye hakkını fazlasıyla takdim ettiler. (İbn-i Mace)
Bir gün Sâib adlı bir arap taciri Paygamberimiz (s.a.v.)’e takdim edildi. Resûl-i Ekrem (s.a.v.):
— «Ben onu sizden daha iyi tanırım.» demişler.
Sâib de:
— «Evet, ticârette arkadaşlık etmiştik. Bütün hesapların gayet mükemmeldi.» demişti.
(Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in Yüce Ahlakı Sh.: 42)
Hz. Câbir b. Abdullah (r.a.), bir sefer esnasında Resûlullah (s.a.v.)’la beraber bulunuyorlardı. Câbir (r.a.)’in devesi yorulmuş ve ise yaramaz hale gelmişti. Peygamberimiz (s.a.v.) bu deveyi Câbir (r.a.)’den satın alarak parasını vermiş ve deveyi tekrar:
( «Deve de para da senindir.» diye iâde etmişlerdi. (Buharı)
Yine bir defa Resûl-i Ekrem (s.a.v.) birinden bir deve almış yerine de daha mükemmel bir deve vermiş ve «Borçlarını daha iyi ve daha mükemmel ödeyenler faziletli kişilerdir.» buyurmuşlardır.
Yine bir gün Medine hâricinde, bir kervan konaklamıştı. Peygamberimiz (s.a.v.) kervanın yanından geçerken kırmızı bir deve görmüşler, fiâtını sormuşlar ve hiç pazarlık yapmadan deveyi alıp gitmişlerdi. Bir müddet sonra kervân halkından bir kaç kişi arasında endişe başlamış ve deveyi, parasını almadan verdiklerinden pişmanlık duymuşlardı.
Kervanın içinden bir kadın:
( «Üzülmeyin, bu havalide bu kadar nur yüzlü bir adam görmedik, böyle bir adam yalan söyleyip bizi aldatmaz.» demiş, kervan halkını teskin etmişti.
Akşam üzeri Resûl-i Ekrem (s.a.v.) devenin parasıyla birlikte kervanın yiyecek ve içeceğini de göndermişlerdi. (Darekutnî)
(Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in Yüce Ahlakı. Sh: 43)