Cenâb-ı Hakk (c.c.) Kur’ân’da:
«Onlar (mü’minler) ayakta iken, otururken ve yatarken (dâima) Allah’ı zikrederler.»
(Âl-i İmran, 191)
«Nice adamlar vardır ki, hiç bir ticaret, hiçbir alışveriş onları zikrullahtan alıkoymaz» (En-Nur 37) buyurmaktadır.
Kur’ân tebliğcisi o büyük Önder, bu emir ve sıfatların en canlı timsâli idiler. Hz. Aişe (r.a.) validemiz, bize Resûlüllah (s.a.v.)’ın, hayâtları boyunca hiç bir an Hakk (c.c.)’ı tenzih ve takdisten geri kalmadıklarını haber veriyorlar. Her lâhza zikrullah ile meşgul bulunuyorlardı. Otururken, yatarken, yürürken, uyurken, abdest alırken, seyahat ederken, evinden çıkarken, mescide giderken, düşmanla mücâdele ederken dâima Allah (c.c.)’ı zikreder, dâima O (c.c.)’nun adını takdis ederlerdi.
(Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in Yüce Ahlakı, Sh.: 28)