Resûlullâh (s.a.v.) buyuruyorlar ki: “Bir melek yanıma gelerek bana selâm verdikten sonra şöyle dedi: ‘Ben devamlı olarak seninle müşerref olmak için Allâh’ımdan müsâade istiyordum.’ Melek daha sonra şöyle dedi: ‘Ey Allâh’ın Resûlü sana müjdeler olsun ki, Allâh’ın nezdinde senden daha iyi bir hiç kimse yoktur.’”

“Benimle kıyâmetin durumu (ha geldi, ha gelecek diye) yarış eden iki koşu atına benzer. Yine benimle sizin durumunuz, daha önce gönderilip düşman bu tarafa geliyor diye elbiselerini çıkararak işaret eden bir öncüye benzer.” “Kıyâmet günü bütün insanların efendisi, yer yarılarak kabrinden ilk çıkacak insanlara şefâat kabul edilecek yine ben olacağım.” “Ben dört meziyetle insanlardan üstün kılındım; Cömertlikle, Cesurlukla, Zevcelerime karşı iyi davranmakla beden kuvvetiyle.”

“Ey müminler bana salavât getiriniz ve tam mânâsıyla duâ ediniz. Sonra şöyle deyiniz: Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ â’li Muhammed ve barik alâ Muhammed’in ve alâ â’li Muhammedin kema bârakte alâ İbrahime ve, alâ â’li İbrahim inneke hamidüm mecid. Allâh’ım, Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ve aile efradının derecelerini yükselt ve makamlarını âli eyle. İbrahim (a.s.) ve aile efradına ihsan da bulunduğun fevzü bereketini, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve aile efradına da bağışla. Çünkü sen şüphesiz hamid ve mecidsin.”

“Oturduğunuz meclislerinizi bana salavât getirmekle süsleyiniz. Çünkü salavâtlarmız sizin için nur olacaktır. (Kıyâmet günü o nurun sayesinde sırat köprüsünden geçmeyi başaracaksınız.)” “Allâh (c.c.)’un öyle melekleri vardır ki, kendilerine (insanların) ibâdetlerini işitme duygusu verilmiştir. Kim bana salavât getirirse o melekler onu bana ulaştırır. Rabbime yalvardım ki, bana salavât getiren kuluna on tane rahmetini ihsan eylesin.” “Ey müminler bana salavât getiriniz. Zira üzerime getirilen salavâtlar, günahlarınızın kirlerini temizleyen manevi bir alettir.”

(İmâm Suyutî, Câmiü’s-sağîr, 1.c., 26-36.s.)