Sıdk, ya’ni doğru sözlü olmak, peygamberliğin bir lâzimesidir. Peygamberler doğru sözlü olurlar. Veya başka bir ifâde ile zaten doğru sözlü olma­yan peygamber olamaz.,
Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, peygamberli­ğini i’lân ettiği zaman, O (s.a.v.)’na karşı çıkanlar sihirbaz, kâhin, şâir demişler ve fakat hiçbir za­man yalancı diyememişlerdir. Çünkü O (s.a.v.)’nun doğruluğu, müşrik, kâfir, mü’min her­kesçe müselleme bir gerçekti. Bu yüzden el-Emîn lâkabına lâyık görülmüştür. Hattâ İslâmın ve Resûlulah (s.a.v.) Efendimizin başdüşmanı Ebû Cehîl bile:
“— Muhammed (s.a.v.) ben sana yalancısın!” de­miyorum demişti.
Allah (c.c.)’ın Resulü (s.a.v.) Efendimiz kavmini müslümanlığa çağırmakla vazifelendirildiği za­man:
— “Ey Kureyş! Size bu dağın ardında düşman atlılarının gelmekte olduğunu söylersem bana inanır mısınız?” demişler.
Orada bulunanların hepsi:
“Hepimiz inanırız. Çünkü sen ömründe yalan söylemedin” cevabını vermişlerdir.
Peygamber (s.a.v.) Efendimizin Yüce Ahlâkı, S. 9