Peygamberimiz (s.a.v.)’in etrafında dâima erkekler toplandığı için kadınlar Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’e suâl sormağa fırsat bulamıyorlardı. Bu­nun için kadınlar Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’e müracaat ederek kendilerine bir gün ta’yîn edilme­sini istemişlerdi. Allah (c.c.)’ın Resulü (s.a.v.) de bu müracaatı kabul ederek kadınlara bir gün tahsis etmişlerdi. (Buhari)
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’e müracaat eden ka­dınlar, gayet sarîh ve açık bir ifâde ile suâller sorarlar; Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’in Ashâb (r.a.)’ı onların cesaretine hayret ederdi.
Kadınların tabîatındaki nezâket ve kalbin­deki za’f dolayısıyla Resûl-i Ekrem (s.a.v.) on­ların hissiyatını rencide etmemeğe bilhassa dik­kat gösterirler ve kadınlara mülâyemetle mua­mele ederlerdi.
Peygamberimiz (s.a.v.), büyük bir inkılâb gerçekleştirerek kadınlara gerçek kadınlığın şahsiyet ve vekârını bahsetmiştir. Kadınları hürmat ve i’tibâr nokta-i nazarından erkeklerle aynı se­viyeye çıkaran O (s.a.v.)’dur; O (s.a.v.)’nun ge­tirdiği sistemdir.
Resûl-i Ekrem (s.a.v.)’in âlemlere rahmet olarak gönderilişinin bir eseri olarak da herkese merhametle muamele buyurmalarıdır.
(Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in Yüce Ahlakı)