Bedir savaşı öncesi zor zamanda Cebrâîl (a.s.) gelerek Kureyş
ordusuyla, kervandan herhangi birisinin Müslümanlar için vaad
edildiğini müjdeledi. Bunun üzerine Resûlullâh (s.a.v.) Ashâb-ı
kiram (r.a.e.)’i toplayarak bir istişare meclîsi kurdu.
Resûl-i Ekrem (sav): “Kureyş, Mekke’den çıkmış geliyor,
ne dersiniz? Kervanın peşine mi düşmek istersiniz, yoksa
Kureyş ordusuna karşı mı gitmek cihetini tercih edersiniz?”
diye sordu.
Âyet-i Celîle’de işaret olunduğu üzere Ashâb (r.a.e.)’den çoğu:
“Biz kervan niyetiyle çıktık, eğer böyle bir ordu ile muharebe
olunacağını bilseydik daha hazırlıklı çıkardık.” diye cevâb verdiler.
Ve kervan tarafına meyil gösterdiler.
Resûlullâh (s.a.v.), Ashâb (r.a.e.)’in muhalefet cevâbından
hât ır-ı âlîleri kırıldı. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekirve Hz. Ömer
(r.a.e.) sırayla ayağa kalkarak muhacirler adına; Kureyş ordusuna
karşı gidilmesi lehinde Nebî(s.a.v.)’in hatırını hoşnûd edecek sözler
söylediler.
Sonra Mikdâd bin Esved (r.a.) ki ilk Müslümânlardandır,
meydâna çıkıp söz alarak: “Yâ Resûlallâh (s.a.v.)! Allah (c.c.)’nun
emri ne ise biz itaat eyleriz. Her hâlde seninle beraberiz. Vallahi
îmar edilmiş arazinin en sonuna kadar gitseniz sizinle beraber
gideriz!” dedi. Mikdâd (r.a.), müşrikler üzerine Ashâb (r.a.e.)’ni
harekete da’vetle, teşvîk maksadıyla Nebî(s.a.v.)’in huzuruna
gelerek: “-Yâ Resûlallâh (s.a.v.)! Biz (Hz. Muhammed (s.a.v.)
ümmeti) Mûsâ (a.s.) kavminin Mûsâ Peygamber (a.s.)’a “Haydi
sen ve Rabbin düşmana karşı gidip muharebe ediniz de biz
burada duralım!” dedikleri gibi diyemeyiz. Lâkin biz senin sağında,
solunda, önünde ve arkanda düşmanla çarpışırız!” dedi.
ibn-i Mesud (r.a.) der ki: “Resûlallâh (s.a.v.)’in Mikdâd (r.a.)’ın
bu ateşli sözü üzerine yüzünün parladığını Mikdâd (r.a.)’e duâ
buyurduğunu gördüm.”
Not: Ashâb-ı Kirâm’ın ahlâkı serisinin bir sonraki yazısı 14
Ekim’dedir.
(Hz. Mahmûd Sâmf Ramazânoğlu (k.s.), Bedir Gazvesi, 29-31.S.)