Gündelik hayat, bir toplumun zaman ve mekâna bağlı olarak sosyal, dini, ekonomik ve kültürel faaliyetlerinin somutlaşmış bir biçimidir. Osmanlı şehirlerinde gündelik hayat mahallelerde şekillenmiştir. Bu hayat tarzı İslâm geleneğinin bir uzantısıdır. Osmanlı devletinde gün sabah ezanıyla başlar, akşam ezanıyla biter. Esnaf için çalışma saati sınırlaması yoktu. Esnafın çalışma saatleri gün ışığına göre ayarlanmıştır. Bu yüzden yılın değişik zamanlarında günlük çalışma süreleri değişik gösteriyordu. Öğle ve ikindi ezanları da hem zamanın tayini ve hem de camiye veya en yakın mescide gidiş, geliş ve cemaatle görüşme nedeniyle doğal bir dinlenme arası olmaktaydı. Mahalle sistemi farklı din, mezhep ve inançlara mensup insanların ayrı ayrı mahallelerde yaşamasına dayanıyordu. 19. yüzyıldaki değişikliklere kadar bu düzen devam etmiştir. Osmanlı’da gündelik hayatın geçtiği alan olan mahallelerde, ibâdethâne, çarşı ve evler bulunuyordu. Müslümanlar için sabah ezanı ile başlayan günlük hayat, yatsı namazının bitişine kadar sürüyordu. Gündüzleri şehir halkının en önemli kısmını oluşturan esnaf ve zanaatkârlar iş yerlerinde çalışıp müşterilerine hizmet ederlerdi. Medresesi olan şehirlerde eğitim öğretim faaliyeti, medrese hocaları ve öğrencilerinin gündelik yaşantısının büyük kısmını alıyordu. Asayiş ve güvenlikten, pazaryerinin denetlenmesinden sorumlu kişiler görevlerini yerine getirirler ve kent hayatında aktif bir rol oynarlardı. Kadınlar, çarşaf ve ferace giyerek sokağa çıkarlardı. Ekmeğin yanı sıra pirinç, koyun eti, sebze ve süt ürünleri en çok tüketilen besin maddeleriydi. Yemeklerde tatlandırıcı olarak pekmez kullanılırdı. İçecek olarak boza, şerbet, şıra vb. içilirdi.
(Ensar Çetin, Osmanlı’da Gündelik Hayat’a Sosyolojik Bir Bakış s.282)