Avrupa’daki içtimai farklılaşmaların her an Avrupa ile temas halinde hatta içiçe bulunan Osmanlı imparatorluğuna tesir edemeyişinin sebebi Osmanlı’nın adaletli hukuk sisteminde aranmalıdır. Alman tarihçi Melzig 16. asırda Osmanlı devleti ile Avrupa’yı şöyle kıyaslamaktadır: “Kanuni Sultan Süleyman’ın imparatorluğunda adalet hâkim iken Avrupa’da Charles Quint rüşvetler sayesinde imparator olmuştur. Sultan Süleyman bir gün Süleymaniye Camii’ni inşa ettireceği arsa üzerindeki bir yahudinin evini parasıyla istimlâk etmek istedi. Yahudi bu satışa razı olmadığından Sultan müftüye müracaat etti. Müftünün kararı sultan oldu: “Ancak bir mukavele ile Sultan bu evi kiralayabilecektir.” Bu karara boyun eğmiştir. Üstelik dünyanın o devirdeki en büyük devletinin başkanı olarak yahudinin ufak evini zorla almazken; Portekiz kralı yahudilere ‘program’ yaptırıp, ateşte diri diri yakıyordu.
Hüsrev Paşa’nın Mısır beylerbeyliği ‘nde Mısır vergisi her zamankinden fazla gönderilince (9 yük yerine 12 yük) Divân-ı Hümayun derhal toplanmış ve Hüsrev Paşa’nın hükümeti memnun etmek için halka baskı yaparak fazla vergi aldığı düşünüldü şüphe edilmişti. Durum Mısır beylerbeyliğinden sorulmuş, kanallarının açılması ile mahsulün artması ve gümrüklerde yapılan ıslahat fazla vergilere sebep olarak gösterildiği halde durumun tam tetkiki için Mısır’a müfettişler gönderilmiş onlar da Hüsrev Paşa’nın lehinde rapor verdikleri halde fazla vergiler Kanuni tarafından yeni kanalların açılması emriyle iade edilmişti. İngiltere’nin İstanbul sefareti memurlarından Ricault meşhur eserinde şunları yazmaktadır: “Osmanlı ordusu hareket halinde iken; geçtiği yerlerdeki ahalinin, yağmaya uğrama, kız ve kadınlarına taarruz edilme gibi ahvalden şikâyet ettikleri duyulmamıştır. Askerler ahaliye kötü muamele etmezler sahip olmak istedikleri eşyayı pazarlık yaparak ve bedelini peşin ödeyerek satın alırlar. Bence bu adalet ve hakkaniyet halidir ki Türklerin muvaffakiyetine sebep olmakta ve imparatorlukları gittikçe büyümektedir.
(İ.Hakkı Uzunçarşılı,Osmanlı Devletinde Kapıkulu Ocakları, c.2,.s.259)