Hz. Osman (r.a.) Râşid Halîfelerin üçüncüsüdür.
Ümeyye-oğulları ailesine mensûb olup, nesebi beşinci ceddi olan
Abdi Menaf’ta Resûlullâh (s.a.v.) ile birleşmektedir.
Resûlullâh (s.a.v) risâletle görevlendirildiğinde Osman (r.a.)
otuz dört yaşlarındaydı. O, ilk îmân edenler arasındadır. Ebû Bekir
(r.a.), güvendiği kimseleri islâm’a davette yoğun gayret gös-
termekteydi. Onun bu çalışmaları neticesinde, Abdurrahman b. Avf,
Sa’d b. Ebî Vakkâs, Zübeyr b. Avvâm, Talhâ b. Ubeydullâh ve
Osman b. Affân (r.a.e.) îmân etmişlerdi. Hz. Osman (r.a.), câhiliyye
döneminde de Hz. Ebû Bekir (r.a.)’in samîmî bir arkadaşı idi. Hz.
Osman (r.a.), îmân ettiği zaman bunu duyan amcası Hakem b.
Ebi’l-Âs (r.a.) onu sıkıca bağlayarak hapsetmiş ve eski dinine
dönmezse asla serbest bırakmayacağını söylemişti. Hz. Osman
(r.a.) ebediyyen dîninden dönmeyeceğini söyleyince, kararl ılığını
gören amcası onu serbest bırakmışt ı. Peşinden o, Resûlullâh
(s.a.v)’ın kızı Rukiyye (r.anhâ) ile evlenmişti.
Hz. Osman (r.a.), hanımı Rukiyye (r.anhâ) ağır hasta olduğu
için, Resûlullâh (s.a.v.)’in izniyle Bedir savaşından geri kalmışt ı.
Rukiyye (r.anhâ) ordu Bedir’de bulunduğu esnada irtihâl etmiş,
Müslümanların zaferinin müjdesi Medîne’ye ulaşt ığı gün toprağa
verilmişti. Fiilî olarak Bedir’de bulunmam ış olmakla birlikte
Resûlullâh (s.a.v.) onu Bedir’e katılanlardan saymış ve ganimetten
ona da pay ayırmışt ı.
Hz. Osman (r.a.) Bedir Gazvesi hâriç, müşriklerle ve islâm
düşmanlarıyla yap ılan bütün savaşlara katılmış, mücâhid bir
sahabedir.
Rukiyye (r.anhâ)’nın irtihâl edişinden sonra Resûlullâh (s.a.v),
Hz. Osman (r.a.)’i diğer k ızı Ümmü Gülsüm (r.anhâ) ile evlendirdi.
Hicretin dokuzuncu yılında Ümmü Gülsüm (r.anhâ) irtihâl ettiğinde
Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Eğer kırk tane kızım
olsaydı birbiri peşinden hiç bir tane kalmaya-na kadar onları
Osman’la evlendirirdim” ve yine Hz. Osman (r.a.)’e “Üçüncü bir
kızım olsaydı muhakkak ki seninle evlen-dirirdim”
buyurmuşlardır.
Resûlullâh (s.a.v.)’in iki kızıyla evlenmiş olduğu için iki nûr
sahibi anlam ında, “Zi’n-Nûreyn” lakabıyla an ılır olmuştur. Not:
Dört Halife serisinin bir sonraki yazısı 13Mart tarihindedir.
(imâm Suyûtî, Târîhül-Hulefâ, 165-168.s)