İbn Ömer (r.a.)’den rivayet edildiğine göre bir hadîs-i serif’te Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdu: “İslâm beş şey üzerine bina edilmiştir. Allâh (c.c.)’dan başka ilâh olmadığına ve Muhammed (s.a.v.)’in Allâh (c.c.)’un kulu ve Resûlü olduğuna inanmak, namaz kılmak, zekât vermek, Beytullâh’ı hac etmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Buharî, Müslim) Oruç şehevî arzuları perdeler. Zira fazla yemek içmek şehevi arzuları hareketlendirir. Aç kaldığında ise şehevî arzuları kırılır. Bunun içindir ki Peygamber (s.a.v.) Efendimiz orucu “şehveti kırıcı” olarak nitelemiştir. Abdullah (r.a.), Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in kendilerine şöyle buyurduğunu söylemiştir: “Ey gençler topluluğu! Sizden kim evlenmeye güç yetirirse evlensin. Çünkü bu gözü (haramdan) daha iyi sakındırıcı, namusu daha iyi koruyucudur. Kim güç yetiremezse, oruç tutmalıdır. Zira oruç onun için şehvet kırıcıdır.” (Buhari, Müslim) Oruç, iştah ve şehveti dizginlediği gibi, ağzı ve dili kötü söz söylemekten de korur. İbâdetlerin sırlarına vakıf olan büyük zatlar, oruç tutuğu ve namaz kıldığı halde bir türlü çirkin işlerden sakınmayan fenâlık yapmaya devam eden kimseyi, abdest alırken su almadan yüzünü elini üç kere yıkayan kimseye benzetmişlerdir. Uzaktan bakan onun abdest aldığını zannetse de o gerçekte abdest almamıştır. Ebu Hüreyre (r.a.)’den Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Nice oruç tutan vardır ki, orucundan onun için sadece açlık vardır. Nice namaz kılan vardır ki, namazından onun için sadece uykusuz kalmak vardır.” (Ahmed b. Hanbel) (Sualli-Cevaplı İslâm Fıkhı, c.3, s.304)