Orucun Faydası Az Yemeye Bağlıdır
Orucun Faydası Az Yemeye Bağlıdır. Orucun ruhu ve sırrı, fenalığa başvurmakta şeytânın yolları olan kuvvetleri zayıflatmak ve yok etmektir. Bu da ancak az yemek ile mümkündür.
İftar vakti, tıkabasa karnını doldurmayacak şekilde az yemek gerekir. Allâh (c.c.) katında kapların en kötüsü, helâlden bile olsa tıka-basa dolmuş olan midedir.
Gündüz yemediğini, akşam bir oturuşta toplayıp yerse; şehvetini yenmek ve Allâhü Te‘âlâ’nın düşmanı olan şeytânları kahretmek nasıl mümkün olur? Halbuki bir çokları bunun aksine olarak, yiyeceklerini Ramazâna ayırıp çeşitli ve nefis yemeklerle akşam sofrasına oturup diğer aylarda yemediklerini bu ayda yemeği, alışkanlık hâline getirmişlerdir. Bu istenen neticeyi vermez. Mâlûmdur ki oruçtan maksat takvâya ulaşmak için biraz acıkmak ve şehveti kırmaktır. Mideyi akşama kadar bekletip acıktırdıktan ve akşam üzeri bol ve nefîs yemeklerle karşısına çıktıktan sonra kuvvetinin artıp şehvetinin çoğalacağı ve eski hâli ile bırakılsaydı, harekete geçmeyen şehvetlerinin bu sûretle harekete geçmiş olacağı da meydandadır.
Orucun ruhu ve sırrı, fenalığa başvurmakta şeytânın yolları olan kuvvetleri zayıflatmak ve yok etmektir. Bu da ancak az yemek ile mümkündür. Bunun için iftarda diğer akşamlardaki gibi yemelidir. Yiyeceği iki öğünlük yemeği akşamdan bir araya toplar, hepsini birden yerse bu oruçta istifade yoktur. Hattâ açlığı tatması ve bedeninin zayıfladığını duyması için gündüzleri fazla uyumamak da orucun âdâbındandır. İşte o vakit kalbi cilâlanır, her gece biraz daha hafifleşir. Teheccüdünü, gece namazını ve evradını kolaylıkla yapar, Umulur ki bu sâyede şeytân kalbine yaklaşamaz da melekût âleminin gizliliklerini görmüş olur.
Kalbi ile göğsü arasındaki yemek torbasını şişiren, melekût âleminin esrârını müşahede etmekten menedilmiştir. Bununla beraber yalnız mideyi boşaltmak kâfi değildir. Aradan perdenin kalkması için himmetini de Allâh (c.c.)’dan gayrisinden kesmek lâzımdır. Ahiret yolcusunun maksâdına ulaşabilmesi için en mühim nokta da budur. Bütün bunların başlangıcı da yemeği azaltmaktır.
(İmâm-ı Gazâlî (r.âleyh), İhyâu Ulûmi’d-dîn, c.1, s.664-665)