- Cinsî münasebette bulunmak.
- Yiyecek maddelerinden bir şey yemek.
- İçecek maddelerinden bir şey içmek.
- Ağzına giren yağmuru, kar’ı ve doluyu yutmak.
- Tütün içmek; ud veya amber ile tütsülenmek sûretiyle dumanı içine çekmek.
- Enfiye çekmek.
- Çiğ et yemek.
- İçyağı yemek.
- Pastırma yemek.
- Buğday tanesini, kavrulmuş veya başağından taze çıkarılmış arpa tanesi yemek, yutmak ya da ağızda çiğneyerek tadını almak.
- Susam tanesi veya yenilen maddelerden o kadarcık başka bir şeyi ağız dışından alıp yemek.
- İlaç olarak kullanılan kilermeni çamuru yemek.
- (Kilermeni)’den başka yemeyi itiyat ettiği çamurdan yemek.
- Biraz tuz yemek.
- Karısının ya da sevdiği kimsenin ağız yarını (tükürüğünü) yutmak.
- Gıybet ettikten sonra “orucum bozuldu” diyerek kasden oruç yemek.
- Hacamat (kan aldırmak)tan sonra “orucum bozuldu” diyerek, bile bile bir şey yemek veya içmek suretiyle orucu bozmak.
- Kadını okşadıktan veya öptükten sonra (meni akmaksızın) oruç bozuldu zannıyla orucu yemek.
- Bıyıklarına yağ sürdükten sonra, bıyık yağlamak orucu bozar zannıyla orucu yemek.
- Ramazanda gündüz vakti cinsî münasebet için zorlanan kişiye, kadın (oruçlu olduğu halde) kendini teslim etmek.
Nitekim kadın fecrin doğduğunu bildiği halde, bu durumu bilmeyen kocasının cinsî münasebet isteğine boyun eğip münasebette bulunursa, ona da keffaret gerekir.
(Mehmet Zihni Efendi, Nimet-i İslâm, 532.s.)