Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: “Hilâli gördüğünüzde

oruca başlayın. Hilâli gördüğünüzde orucu bırakın.

Şayet hava kapalı olup hilâli göremezseniz, Şaban ayı-

nı otuz gün olarak tamamlayın” buyurdukları hadisteki

şüphe gününde (Şaban ayının otuzuncu günü), Ramazan

orucu niyetiyle tutulan bu oruç mekruhtur.

Bununla beraber şayet o günü Ramazan orucu niye-

tiyle tutar ve ondan sonra o günün Ramazan’dan olduğu

anlaşılırsa, kendisi için Ramazan orucu olur. Bir başka

vacibin niyetiyle tutulursa bu da yukarıda geçen hadise

binaen mekruhtur.

Kadının, çocuğu için yemekleri çiğnemesi de, eğer

başka imkân varsa aynı sebebe binaen mekruhtur. Fakat

eğer başka imkân bulunmazsa çocuğun korunması için

sakıncası yoktur. Nitekim çocuğun annesi, çocuğun haya-

tını korumak için gerektiğinde oruç dahi tutmayabilir. Sakız

çiğnemek de mekruhtur. Zira kişi hem orucu bozulma tehli-

kesine sokar, hem kişinin oruçlu olmadığı zannını doğurur.

Herhangi bir şeyi ağzına koyup tadına bakan kimsenin

orucu bozulmaz fakat mekruhtur. Çünkü oruç, herhangi bir

şeyin kafa veya karın boşluğuna girmesiyle bozulur. Mek-

ruh olmasının sebebi ise, orucun bozulmasına yol açabil-

me ihtimalindendir.

Oruçlu kimsenin istincada (büyük abdest temizliğinde)

ve abdest alırken ağzına, burnuna su verirken aşırı gitme-

si, fazla su doldurup taşırması mekruhtur.

Oruçlu kimsenin cünub olarak sabahlaması veya gün-

düzün uyuyup ihtilâm olması orucuna zarar vermez. Fakat

mümkün olduğu halde geceleyin yıkanmamak mekruhtur.

Kendine güvenemeyen bir oruçlunun zevcesini öpmesi

ve okşaması mekruhtur. Oruçlu kimsenin zevcesi ile çıplak

oldukları halde boyun boyuna sarılmaları kendine güven-

sin veya güvenmesin, her halde mekruhtur.

(Ebu’l Hasan b. Ebû Bekir Merginâni, Hidâye Tercümesi, 256-272.s.)

Bir Yorum Bırak