Herhangi  bir  oruca  kalb  ile  niyet  yeterlidir.  Oruç  için

sahura kalkılması da bir niyettir. Niyetin dil ile de yapılması

mendûbdur. Ramazân orucu, tayin edilmiş adak ve mutlak

nafile    oruçlar    için   niyetin   vakti,   güneşin      batışından

başlayarak  kaba  kuşluğa  kadar  devam  eder.  Bu  zaman

içinde niyet edilebilir. Ramazânın her günü  için ayrıca bir

niyet gerekir. Çünkü araya geceler girmektedir. Ayrıca her

günün orucu başlı  başına bir ibâdettir. Bunun içindir ki bir

günün orucundaki bozukluk, diğer günün sıhhatine engel

olmaz.  Bir  kimse,  Ramazân  ayında  Ramazân  olduğunu

bildiği hâlde, oruca ve iftara niyet etmemiş bulunsa, sağlam

rivayete göre, oruçlu bulunmuş olmaz.

Bütün kaza ve keffaret oruçları  ile mutlak adak oruçları

için niyetin geceleyin veya fecrin başlangıcında yapılması

şarttır. Bir veya birkaç  Ramazândan orucu kazaya kalmış

olan kimse için uygun düşen, bunları  kaza ederken: “Üze-

rine kazası ilk vâcib olan oruca” şeklinde niyet etmektir. Bir

kadın henüz  âdet içinde iken, geceleyin oruca niyet edip

fecirden önce temizlenecek olsa, orucu sahîh olur.

(Ömer Nasûhî Bilmen (r.h.), Büyük İslâm ilmihâli, 285-286.S.)

Nafile oruca niyet hava aydınlandıktan sonra da yapıla-

bilir. Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmişlerdir: Resûlullâh

(s.a.v)  benim  odama  girdiğinde  “Yanınızda  yiyecek  bir

şey var mı?” diye sorardı. Kendisine “Hayır” dediğimizde

“O hâlde ben oruçluyum” derdi. Hz. Peygamber (s.a.v.)

bu  uygulamayı  tekrar  tekrar  yapt ığı  ve  Sahâbîler  (r.a.)’in

uygulamalarının da bu şekilde olduğu görülmektedir.

Ebu’d  Derdâ, Ebû  Talhâ, Ebû  Hüreyre,  ibn  Abbâs  ve

Huzeyfe (r.a.e.) de böyle davranırlardı.

Not: ilmihal serisinin bir sonraki yazısı 2 Ağustos tarihindedir.

(Eşref AİT et-TehânevT, Hadislerle Haneli Fıkhı,!.c, 6-7.S.)

Bir Yorum Bırak