1. Ramazanda yolculuğa çıkacak olan bir kimse, geceden

oruca niyet etmeyebilir. Ancak oruca başladıktan sonra o gün

yolculuğa çıkan kimsenin orucu bozması mubah olmaz.

  1. Oruç tutmamayı mübâh kılan özürlerden birisi de

hastalıktır. Hasta, nefsinin telef olmasından veya bir aza-

sını kaybetmekten korkarsa, oruç tutmayabilir. Hastalığının

artmasından veya uzayıp geç iyi olmasından korkan kimse

de, bize göre iftar edebilir. Bu durumlardan dolayı iftar eden

(orucunu bozan) kimseye, keffâret değil sadece kaza lâzım

gelir.

  1. Tutmamayı mubah kılan özürlerden biri de, kadının

hamile olması veya çocuk emzirmekte bulunmasıdır Hami-

le olan veya çocuk emziren kadınlar, kendi nefsinden veya

çocuklarından korkarlarsa, oruç tutmayabilirler veya iftar

edebilirler.

  1. Hayız ve nifas hallerinde bulunan kadınlar iftar eder-

ler. Bir kadın hayız günü diye, başladığı orucu bozsa ve o

gün hayız olmasa, bu kadına keffâret lâzım gelir. Geceden

temizlenmiş olan kadın, bir sonraki günün orucunu tutar. Bu

hayzının müddeti on gün olanlar içindir. Hayzının müddeti

on günden aşağı olan bir kadında gecenin yıkanacak kadar

bir bölümüne yetişirse, orucunu tutar. Fakat kadın yıkanma

işini bitirene kadar, fecir doğarsa; bu kadın o gün oruç tut-

maz. Bu söylediğimiz husus ise, hayız müddeti on günden

az olan kadınlar hakkındadır.

  1. Oruçlu bir kimse, açlıktan veya susuzluktan dolayı

helâk olacağından veya aklına noksanlık geleceğinden tec-

rübesine, bir alâmete veya müslüman bir doktorun sözüne

dayanarak korkarsa, bu kimse, orucunu bozabilir.

  1. Oruç tutmaya gücü yetmeyen çok yaşlı kimselere

“Şeyh-i fânî” denir. Bu durumda olan kimseler oruçlarını

yerler ve her günün orucu için bir fidye verirler.

(Fetâvâ-yı Hindiyye, 2.c., 54-51.s.)

Bir Yorum Bırak