Namâz ve zekâttan sonra en önemli şartlardan biri oruç tutmaktır. Resûlullâh (s.a.v.): “Oruç tutun sıhhat bulun” buyurmuşlardır. Demek ki sıhhat bulmak için oruç tutmak gerekir. Ramazân orucu zaten farz olduğu için her Müslümanın tutması şarttır. Bunun yanında nefsi terbiye etmek için de nafile oruçlara devam etmek gerekir. Resûlullâh (s.a.v.)’in beyânına nazaran; otuz gün Ramazân orucundan sonra Şevval ayında da altı gün oruç tutulursa bütün sene oruçlu geçirilmiş gibi olur.

Oruç, şehvete en büyük kalkan olur. Bu yüzden nefis terbiyesinin ilk şartı az yiyip oruç tutmak ve açlıktan istifâde etmektir. Çünkü çok yemek yenildiği zaman nefis kuvvetleniyor. Resûlullâh (s.a.v.): “Bir kimseye isrâf olarak canının her istediğini yemesi yeter” buyurmuştur. Dolayısıyla insan canının her istediğini yemeyi değil, bedenini ayakta tutacak kadar yemeyi öğrenmelidir. Bunu da en güzel şekilde Ramazan ayı öğretmektedir.

Ramazân ayında dedikodu, gıybet vs gibi boş sözlerin hepsinden kaçınmak gerekir. Nebiyy-i Ek-rem (s.a.v.): “Birisi sizinle cidâl (tartışma, kavga) ederse “Ben oruçluyum” dersiniz” buyuruyor. Yani ona karşılık verilmemesini bildiriyor.

Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.): “Cennette Reyyan isimli bir kapı vardır. O kapıdan oruç tutanlar girer, onlardan başkası girmez. Oruç tutanlar o kapıdan cennete girince o kapı kapanır”* buyurmuşlardır. Burada oruç tutanlardan maksat Ramazân orucunu hakkıyla idrâk edenler ve nafile olarak oruçlara devam edenlerdir.

Nebî (s.a.v.): “Eğer mü’minler ramazanın kıymetini hakkıyla bilselerdi bütün senenin Ramazân olmasını arzu ederlerdi” buyurmuşlardır. Kendisi tabî ki biliyor, elhamdülillah bizlere de anlayabileceğimiz kadarını bildiriyor. Kul bilmese de, anlamasa da Resûlullâh (s.a.v.)’in söyledikleri yapıldığı takdirde, Resûlullâh (s.a.v.)’in şefaati ile neticeye ulaşılır.(Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler 1, s.102-181)

Bir Yorum Bırak