Oruç iki bölüme ayrılır. Birincisi, belirli bir zamana mahsûstur. Ramazan ve belirli günlerin adak oruçları gi­bi. Bu oruçlara kuşluk vaktine dek niyet edilebilir.

İkincisi Ramazan orucunun kazâsı, gün ta‘yîn etme­den yapılan adak (mutlak nezr) ve keffâret oruçları gibi zimmette sâbit olan oruçlardır. Bunlar ancak geceden ni­yet edilmekle câiz olur. Sonraya bırakılmamak gerekir. Zıhâr ve keffâret orucu gibi şeyler de böyledir. Nâfile oruç­lar ise zevâlden (günün yarısından) önce edilen niyetle câiz olur.

Oruç, niyet edip ikinci fecrin tulûundan güneş batana dek, yemek, içmek ve cinsî temâsta bulunmaktan kendi­ni tutmaktır. Oruçlu olan bir kimse unutarak, yiyip içse, veya cinsî temâsta bulunsa, orucu bozulmaz. Kazâ ve keffâret îcâb etmez. Fakat orucu bozuldu zanniyle, kas­ten yiyip içse, keffâret gerekmezse de, kazâ etmesi lâzım gelir.

Oruçlu, uyuyup ihtilâm olsa, veyâ bir kadına baksa da meni gelse yâhud hacâmat olsa, yağ sürünse veya göz­lerine sürme çekse, orucu bozulmaz. Fakat öpme ve el­leme yüzünden inzal vâki olması hâlinde, orucun kazâsı îcâb eder. Keffâret gerekmez.

Nefsinden emîn olduğu takdîrde öpmekte beis yoktur. Fakat nefsinden emîn olmaması hâlinde mekrûhtur.

Kusma ile oruç bozulmaz. Fakat isteyerek kusması hâlinde ağız dolusu ise kazâ etmesi gerekir. Keffâret lâ­zım gelmez.

Kasden taş, demir veya bir meyve çekirdeğini yutmak orucu bozar. Kazâ lâzım gelir.

Kasden önden veya arkadan cinsî temâsta bulun­mak, gerek gıdâ, gerek devâ olmak üzere bir şey yiyip iç­mek, hem kazâ hem keffâreti gerektirir.

(Ebu’l Hasen Ahmed b. el-Kudûrî,

Kudûri Tercemesi, 85-88.s.)

Bir Yorum Bırak