“Organ nakli haramdır,” diyen ulema, esasta organların Allah’ın mülkü olduğu tezine dayanmaktadırlar. Dolayısıyla da organlar üzerindeki tasarruf yetkisi yalnızca Allah’a aittir. Organ nakli Allah’ın haklarından olan bir hakta onun izni ya da emri olmaksızın tasarrufta bulunmak olduğundan haramdır, demişlerdir.
Kur’an ve Sünnet naslarındaki insan bedeni ve kullanımıyla alakalı hükümlere bakıldığında organ naklinin Şer’an haram olduğu görülecektir.
Allahü Teala insana hayatına son verme hakkı vermemiştir. İntihar etmek haramdır. Kendi bedeninden ya da bir başkasının bedeninden bir parçayı (uzvu) koparma, telef etme hakkı vermemiştir, insana hür bir insanın bedeninin satılması veya satın alınması hakkını vermemiştir. İnsana bedeni üzerinde değişiklik yapma hakkını vermemiştir. Dirinin ya da ölünün bedenleri üzerinde (şer’i izinler dışında) tasarruf hakkı vermemiştir.
Hür bir insan alınıp satılan bir meta yapılamayacağına göre bu, insanın bedeninin mülkiyetinin insanın kendisine ait olmadığını gösterir. Buna göre Allah (c.c.) insan bedenlerinin tamamının yada bir kısmının hibe edilmesi hakkını insanlara vermemiştir.
Görüldüğü üzere Allah insanlara; bedenlerinin mülkiyetini; onların bir kısmından feragat etme, satma zarar verme gibi hakları vermemiş üstelik bu fiilleri haram kılmıştır da. Organ nakli, bu haram fiilleri ihtiva eden bir ameliyeler bütünüdür. Organ naklinde zaruri organlar verilse; intihar fiili ile, hayat için zaruri olmayan diğer organlar verilirse; vücudun bir parça ya da uzvuna zarar vermiş olma fiili ile haramlık gerçekleşmiş olacaktır.
Tedavi olmak gerekliliği insan takatinin sınırlarıyla sınırlıdır. ‘İnsan bir başka insanın hayat hakkını ya da bedensel kemale sahip olma hakkını çiğneyerek tedavi olma konumunda değildir. Böyle yapmayıp eziyet çekse sabretmelidir.
(Muhammed Önder, İslam Fıkhında Organ Naklinin Hükmü s. 33-34)