Tam adı Ebû Alî Muhammed bin Hasan bin Hasan olan İbnü’l Heysem Basra’da doğdu, ve tahsilini yine burada yaptı. Ortaçağ’ın en büyük fizikçisi, matematikçi, astronom ve çok büyük bir mühendistir.
Matematik ve astronomiyle ilgili araştırmalarından önce optik alanında devrim sayılan çalışmalarıyla tanınmıştır. Matematiksel analizle olgunun fiziksel boyutunu da işin içine katarak düzenlediği ayrıntılı deneylerle modern anlamda bir fizik çalışması gerçekleştirmiş ve optiği; ilkeleri, problemleri, çözüm yol ve yöntemleriyle çok iyi işlenmiş bir bilim haline getirmiştir.
Atmosferin yoğunluğu ile ağırlığı arasındaki ilgi üzerinde durmuş, bunun etkisini incelemiştir. Eşyanın yoğun ve yoğun olmayan havada ağırlığının nasıl değiştiğini açıkladı. Havanın yoğunluğunun ışığın kırılması ile doğru orantılı olduğunu ve hava yoğunluğunun yükseklik ile değiştiğini de keşfetti. Harekete geçiren kuvvetlerin prensiplerini araştırdı. Yine bu arada çekim esasını araştırarak çekimi bir kuvvet olarak ispat etmiş ve Newton’dan asırlarca evvel çekim kuvvetini keşfetmiştir.
Araplar’ın geometri kaidelerini mantıkî kıyasa uygulamaları, geometride meydan getirdikleri bir yenilikti. Bu uygulamayı ilk defa getiren İbnü’l Heysem olmuştur. İbnü’lHeysem’in teorileri bilim dünyasında çok etkili olmuş ve kendisi Doğu’da ve Batı’da XVII. yüzyıla kadar optikte otorite kabul edilmiştir. Onun bu başarısının altında yatan en önemli husus kendisinden önceki bilim adamlarının düştükleri yanlışlara düşmemesi, yani bir teoriyi kabul edip diğerini çürütmek yerine orijinal fikirler üretmeye çalışmasıdır.
İbnü’l Heysem demiştir ki: “Bilim adamlarının yazılarını araştıran kişinin ödevi, eğer amacı hakikati öğrenmekse, kendini okuduklarının tümüne düşman kılmak, ve … her yönden taarruz etmektir. Aynı zamanda kritik incelemelerinde kendinden de şüphe etmeli, bu sayede önyargı veya hoşgörünün tuzağına düşmez.”
(İslam Ansiklopedisi, c.21, s.82-84)