Hz. Ömer(r.a.)’in halifelik dönemini diğerlerinden ayıran
sıfatlardan başta geleni, kendisinin karşısında şah ile fakîr,
asîl ile sıradan, akraba ile yabancı, insanların ayrım
olmaksızın aynı muameleyi görmeleridir. Cebele bin
Eyhem Suriye’de nüfuz sahibi ileri gelenlerdendi. Tavaf
esnasında Mekke’de eteğine, nasılsa adamın biri bastı-
ğından Cebele adama bir tokat atmış, o adam da kendisine
mukabelede bulunmuştur. Cebele, Hz. Ömer (r.a.)’e
şikâyet etmiş, Hz. Ömer (r.a.) de: “Ektiğinizi biçmişsiniz!”
cevâbını vermişti. Cebele de, kendi mevkisi îcâbı bu ada-
mın îdâm ile cezalandırılması lâzım geldiğini söyleyince, şu
cevâbı almıştı: “Câhiliyyet zamanında vaziyet, dediğiniz
gibi idi. Fakat islâmiyet insanlar arasında bu gibi farklılıkları
kaldırdı.” Cebele de: “Müslümanlık haseb ve neseb farkını
gözetmeyen bir dîn ise ben bu dînden vazgeçtim.” demişti
ve gizlice istanbul’a kaçmıştı. Fakat Hz. Ömer (r.a.) onun
hatırı için dahî adaletten ayrılmamıştı.
Bir kere Kureyş’in ileri gelenleri Hz. Ömer (r.a.)’i ziyaret
etmişti. Mecliste; Bilâl, Süheyb, Ammâr (r.a.e.) Hazerâtı
gibi âzâd edilmiş köleler de vardı. Kureyş reisleri beklediği
hâlde Hz. Ömer (r.a.) bunlarla konuşmaya devam etmişti.
Ebû Süfyân (r.a.) bu muameleye kızarak: “Hele bakınız.
Bugün köleler bize tercîh edilip kabul olunuyorlar…” Fakat
bu söz, adalet ve hakk aşığı olanlar üzerinde hiç bir etki
meydana getirmemiş ve kendisine şu cevâb verilmişti: “Hz.
Ömer (r.a.)’den şikâyete hakkımız yoktur. Biz kendi
talihimize küselim. Müslümanlık herkesi birden da’vetetti;
biz da’vete icabette geciktik. Binâenaleyh, bizden evvel
islâmiyet! kabul edenler, bizim önümüze geçme hakkını
kazanmışlardır.”
Not:Dört Halîfe serisinin bir sonraki yazısı 8Haziran’dadır.
(Hz. Mahmûd Sâmî Ramazânoğlu (k.s.), Hz. Ömer (r.a.), 103.s)