Fakih Ebu’l-Leys Hazretleri, Tenbîhul-Gâfîlin kitabında der ki: “Ölüme şüphesiz bilgisi olan, çaresiz bir gün geleceğine ve en kıymetli hayatını terk edeceğine inanan kimseye ölüm için güzel ameller işlemek ve bütün fenalıklardan uzaklaşmak suretiyle hazırlık görmek lâzım olur. Zira bilmez ki, ölüm ne zaman gelecek.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, ölümün vaktini değil hallerini bildirmiştir ki, ölüm gelmeden önce fırsatı kaçırmayarak ahiret için hazırlansınlar diye” Peygamberimiz (s.a.v.), kişi vefât ettiğinde bazı amelleri hariç sevâbının kesileceğini bizlere haber vermektedir.
Sirac-ı Münir kitabında bu Hadîs-i Şerif’in şerhinde şunlar kaydediliyor:
“Âdemoğlu vefat ettiği vakit, on şeyden başka cereyan ve devam eden hiçbir ameli kalmaz. Onlar da şunlardır:
- İnsanlara menfaat kasdiyle yaydığı ilimler,
- Hayırlı müslüman evlad duası,
- Hayır niyetiyle yetiştirilmiş meyveli ağaçlar,
- Devamlı sadakalar, vakıflar,
- Miras bırakılan Mushaf-ı Şerifler,
- Kervansaraylar, hastahaneler, âmmenin faydalandığı her türlü hayırlı eserler,
- Düşmana karşı hudut bekçiliği yeri,
- Kuyu açmak veya bir su akıtmak,
- Gelip geçen misafirlerin konuklanmaları için yapılan misafirhaneler veya zikrullah yerleri,
- Kur’an-ı Kerim öğretmek için dershaneler ve ilim tahsiline mahsus mektepler.”
İnsanların hayırlısı, mümin kardeşlerine menfaati dokunan ve hususiyle hayırlı eserler bırakan zatlardır.”
(Ahmed Kemâleddin Üstün, 54 Farz Şerhi, s.218)