Peygamberimiz Aleyhisselam yalnız kendi kavminin değil, Hz. Ali’nin dediği gibi, bütün insanların da en doğru sözlüsü ve ahdine en vefalısı idi.
Peygamberimiz Aleyhisselamın ağzından hiçbir zaman hak ve gerçek sözden başkası çıkmazdı.
Abdullah b. Amr b. Âs der ki:
“Ben, Resûlullah Aleyhisselam’dan duyduğum herşeyi ezberlemek ister ve yazardım.
Kureyşlilerden bazı sahabiler beni ondan nehyettiler ve:
‘Sen Resûlullah Aleyhisselam’dan duyduğun herşeyi yazıp duruyorsun ama, Resûlullah Aleyhisselam nihâyet beşerdir. Gazap halinde de, rıza halinde de söz söyler!’ dediler.
Bunun üzerine, ben bir müddet yazmaktan vazgeçtim.
Nihâyet, durumu Resûlullah Aleyhisselam’a arzettim.Resûlullah Aleyhisselam, ağzına parmağıyla işaret ederek:
‘Yaz! Varlığım Kudret Elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, buradan hak sözden başkası çıkmaz!’ buyurdu.”
Peygamberimiz Aleyhisselam, dil şakası yaparken bile, doğruluktan, doğru sözlülükten ayrılmaz:
“Ben şaka yaparım, ama gerçekten başkasını söylemem!” buyururdu.
Peygamberimiz Aleyhisselamın yanına bir adam gelerek kendisini bir hayvana bindirmesini (kendisine binecek bir hayvan verilmesini) isteyince, Peygamberimiz Aleyhisselam:
“Ben seni dişi bir devenin dölüne bindireyim!” buyurdu.
Adam:
“Yâ Rasûlallah! Ben dişi devenin dölünü ne yapayım?” dedi.
Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam:
“Develeri dişi develerden başkası mı doğurur?” buyurdu.
“Cahiliye devrinde Allah Resûlü’yle bir yerde buluşmak üzere anlaşmıştık.Fakat ben verdiğim sözü unuttum. Üç gün sonra hatırladığımda koşarak anlaştığım yere gittim.. baktım ki Allah Resûlü orada bekliyor. Bana ne kızdı ne de darıldı. Sadece: “Ey genç! Bana meşakkat verdin. Üç gündür seni burada bekliyorum.” dedi. (Ebû Davud)
(M. Asım Köksal, İslam Tarihi, c. 8 s. 415-416)