Huzeyfe (r.a.) sâhib-i sırr-ı Resûlullah olan meşhur Hazret-i Huzeyfe’dir. Sâhib-i sırr-ı Resûlullah idi ki, Hazret-i Resûlullah (s.a.v.) dünyada ne olup biteceğini ona hafiyen söylemişler ve zamân-ı seadetlerinde münafıkları tanıtmışlardır. Fakat Huzeyfe (r.a.) mahrem-i esrarlık şiarını muhafaza edip kimseye bildirmemiştir. Hz. Ömeru’l-Faruk (r.a.) Huzeyfe (r.a.)’nın bulunduğu cenaze namazında bulunup namazını kılar,Huzeyfe (r.a.) nın bulunmadığı cenazede bulunmazmış. Hz.Huzeyfe (r.a.) Bedir’de bulunamamışdır. Uhud gazasında bulunmuş ve hendek gazvesinde dahi taraf-ı Risaletpenahiden (Resûlullah (s.a.v) tarafından) bir müfreze ile küffarın ahvalini tahkıyka (durumunu araştırmakla) memur olmuştur. Hz.Ömer (r.a) zamanında Hz.Huzeyfe ( r.a.) İran muhaberatında (savaşlarında) bulunmuştur.
Hazret-i Ömer (r.a.) valilerine verdiği fermanları, “Filanı size gönderdim ve şöyle hareket etmesini ona emir ve tenbih etdim“ diye yazar olduğu halde,Huzeyfe (r.a.)’i Medâyin’e vali tayin ettiğinde fermanına: “Sözünü dinleyin ve itaat edin ve istediğini verin” diye yazmışlardır.Medayin’e varıb menşuru ( fermanı) okundukda ahali: “ne isterseniz verelim.” demişler. Hz.Huzeyfe (r.a.) de: “ İçinizde bulunduğum müddet yiyeceğimi ve merkebimin yemini isterim” deyip başka hiçbir talebde bulunmamıştır.
Hazret-i Ömer (r.a.) Muahharan ( sonradan) Huzeyfe (r.a.) ‘i Medine-i Münevvere’ye taleb etdiklerinde, kendileri yol üzerinde bir yere gizlenerek Hazret-i Huzeyfe (r.a.)’yi hufyeten (gizlice ) görmüşler ve gönderdikleri hal üzre avdet etmiş bulmalarıyla kucaklayıp: “Sen benim birâderimsin, bende senin birâderinim” buyurmuşlardır.
Hazret-i Huzeyfe ( r.a. ) Hicri 36 tarihinde Hazret-i Osman (r.a.)’in Şehadetinden kırk gece sonra vefât etmiştir.Hazret-i Huzeyfe (r.a.) hâl-i ihtizarında ( ölüm anında ) şöyle buyurup teslim-i ruh etmişlerdir: “ Allah (c.c.)‘ım biliyorsun ki ben sana kavuşmayı arzuluyorum,bu mülâkatı hakkımda mübarek kıl!”
(Hz.Mahmud Sami Ramazanoğlu (k.s.) Ashab-ı Kiram (r.a.e) cilt 2 s.80-82)