“Nebî (s.a.v.)`in güneşin en sıcak zamânı gün ortasında Bathâ (mevkiin) de namaz kılarken görüldüğü ve karşısında ucu demirli bir harbe bulunduğu” rivâyet olunmuştur. Buradaki rivâyette Ebû Cuhayfe (r.a.) (şunları da) söylemiştir: Halk, Resûlullah (s.a.v.)`in iki elini tutmaya ve onu yüzlerine sürmeye başladılar. Ben de Resûlullah (s.a.v.)`in elini tuttum ve yüzüme sürdüm. Bir de ne göreyim, onun eli (o sıcak zamanda) kardan daha serindi. Kokusu da miskten daha hoş kokulu idi, demiştir.
Ebû Hüreyre (r.a.) Resûlullah (s.a.v.)`in: “Ben, -devirden devre ve âileden âileye intikal (ile ıstıfâ`) eden- Âdemoğulları soylarının en temizinden naklolundum. Nihâyet şu içinde bulunduğum (Hâşimî) câmiasından neş`et ettim (doğdum)” dediği rivâyet olunmuştur. (Buhari)
Yine Ebu Hüreyre (r.a.)’dan rivâyet başka bir Hadis-i Şerif’te:  “Nebî (s.a.v.) hiçbir zaman hiç bir yemeği beğenmezlik etmedi. Arzu ederse yerdi, etmezse bırakırdı” dediği rivâyet olunmuştur. (Buhari)
Mü’milerin Anası Hz. Âişe (r.anha) şöyle rivâyet etmiştir: “Resûlullah (s.a.v) (dünyâ işlerinden) iki şey arasında serbest bırakıldı mı o, muhakkak onlardan en kolayını alırdı. Şu kadar ki, o kolay şey günah olmaya. Eğer günâhı mûcib olursa, o kolay şeyden halkın en uzak bulunanı Resûlullah olurdu. Resûlullah (s.a.v.) kendisi için kin tutup öç almamıştır. Meğer ki, Allah (c.c.)`ya  karşı hürmetsizlik edilmiş ola. Bu halde irtikâb edilen hürmetsizlik sebebiyle Allah (c.c.) için (öfkelenir,) intikâm alırdı.” (Buhari, Tirmizi)
Enes B. Mâlik (r.a.) şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Ben hayâtımda Nebî (s.a.v.)’in elinden daha yumuşak hiç bir ipeğe, hiç bir dîbâya yapışmadım. Yine ben ömrümde Resûlullah (s.a.v.)`in kokusundan daha hoş bir koku da ebedî koklamadım.
(Sahih-i Buhari, Hadis No: 1445, 1454,1457,1458,1461)