Nebi (s.a.v.) “Kabrimi bayram yeri yapmayınız!” (Ebû Davud) buyurmuştur. Bu hadîs-i şerîf, Peygamber (s.a.v.)’in yılda ancak belirli bâzı vakitlerde iki defa yapılan bayram gibi yapılmayıp kabrinin her zaman ziyaret edilmesi gerektiğine  ziyareti için belirli bir zaman olmayıp hangi  gün olursa olsun ziyaret edilebileceğine  dair bir teşviktir.  Bu hadîs-i şerîften maksat, bayramda yapılan hazırlık ve süslenmelerin ve toplanmaların ve daha başka bayramlarda yapılan şeylerin yapılmaması, buna karşılık türbeyi ziyaret ederek selâm verip duâ etmek için gelinip gidileceği de olabilir.
Kadı İyaz demiş ki: “Nebi (s.a.v.)’i ziyaret için erkeklerle kadınlar arasında hiçbir fark yoktur. Diğer mezarların ziyaretinin ise, erkekler için müstehab olduğunu söylemiştir. Ziyaret edilen kişi için Allâh (c.c.)’dan mağfiret dilenir.” Peygamber (s.a.v.) Cennetü’l-Bakî’deki mezarları ve Uhud şehidlerinin mezarlarını ziyaret etmiştir. Başkasının mezarı ziyaret edilmesi müstehab olunca, Peygamber (s.a.v.)’in mezarını ziyaret etmek daha daha önceliklidir.
Çünkü ümmetin üzerinde hakkı vardır. O (s.a.v.)’i tazim etmek vâcibtir.
“Peygamber (s.a.v.)’in mağfiret duâsına ihtiyacı olmadığına göre, başkası ile kendisinin arasında fark vardır.” desen, cevap olarak derim ki: “Peygamber (s.a.v.)’in kabrini ziyaret, ancak tazim ve onunla bereketlenmek, kendisine okuyacağımız salât-ü selâm vasıtasıyla Allâh (c.c.)’ün râhmetine erişmek içindir. Nitekim biz Allâh (c.c.)’dan talep etmekteysek de vesile mertebesi ile diğer mertebelerin kendisinde hâsıl olduğu bilindiği hâlde bizler ona salât-ü selâm getirmek ve O (s.a.v.)’e vesile mertebesini Allâh (c.c.)’dan talep etmekle emrolunduk. Lâkin Peygamber (s.a.v.)’in bunları yapmaya bizi teşvik etmesinin asıl hikmeti, O (s.a.v.) için yapacağımız duâ sebebiyle Allâh (c.c.)’ün râhmetine kavuşmamız içindir.
(Ebû Hamîd b. Merzûk, Ehl-i Sünnet’in Müdafaası, s.247-251.s.)