İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: “Kureyş’ten üç kişi vardır ki, yüzleri yönünden insanların en güzelleri olduğu gibi ahlâkları ve hayaları yönünden de insanların en sabit olanlarıdırlar. Seninle konuşurlarsa, yalan söylemezler. Kendileriyle konuşursan, seni yalanlamazlar. Onlar Ebûbekir, Osman b. Affan ve Ebu Ubeyde b. Cerrah (r.anhum)’dur.”
Allah’ın Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ashâbımdan hiç kimse yoktur ki, onun ahlâkında bir eksiklik olmasın. Fakat Ebu Ubeyde b. el-Cerrah müstesnâdır.” (Tirmizi)
Allah’ın Resûlü (s.a.v.), Cafer (r.a.)’a şöyle buyurmuştur: “Sen hem şekil, hem de ahlâk bakımından bana benziyorsun.” (Müslim)
Hz. Ali (r.a.) şöyle anlatıyor: “Ben, Cafer ve Zeyd birlikte Resûlullah’a vardık. Hz. Peygamber (s.a.v.), Zeyd’e “Sen bizim kardeşimiz ve arkadaşımızsın” dedi. Bunun üzerine Zeyd (r.a.), sevincinden sıçrayarak çıktı. Sonra Hz. Peygamber (s.a.v.) Cafer (r.a.)’a “Sen şekil bakımından da, ahlâk bakımından da, bana benziyorsun!” dedi. Bunun üzerine Cafer (r.a.) de Zeyd (r.a.) gibi sıçrayarak sevincini gösterdi. Sonra bana; “Sen benden, ben de sendenim” dedi. Ben de sıçrayarak Cafer (r.a.)’ın arkasından gittim.
Allah’ın Resûlü (s.a.v.) kızının evine girdi. Kızı, kocası Hz. Osman (r.a.)’ın başını yıkıyordu. Hz. Peygamber (s.a.v.) “Ey kızım! Ebu Abdullah’a daima iyilikte bulun. Çünkü o ashâbımın içinde, ahlâk bakımından, bana en çok benzeyendir” buyurdu. (Müslim, Tirmizi)
Resûlullah (s.a.v.)’in kızı, Hz. Osman (r.a.)’ın hanımı Rukiyye (r.anha)’nın hanesine gittik; elinde bir tarak vardı. Bana, “Resûlullah şimdi benim yanımdan çıktı. Onun başını taradım. Babam benden Ebu Abdullah’ı sordu. Ben de “Hayırlıdır, iyidir” dedim. Babam “Ona ikram et! Çünkü o, ahlâk bakımından bana ashâbımın hepsinden daha çok benzer” buyurdu, dedi. (Müslim)
(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, c. 3, s. 97)
21 Ocak, Mevlâna Takvimi