Hz. Peygamber (s.a.v)’e yahudilerden bir kişi sihir yaptı. Peygamber (s.a.v.) birkaç gün ondan müştekî (rahatsız) oldu. Cebrail (a.s.) geldi ve “Yehudden bir kişi sana sihir yapmıştır. Falan falan kuyuda bir takım düğümler düğümlemiştir. Birisini gönder onu getirsin” (Ebu Müslim) deyince, Hz. Peygamber (s.a.v.), Hz. Ali (r.a.)’yı oraya gönderdi. Hz. Ali (r.a.) o büyü yapılan ipi çıkardı ve Peygamber (s.a.v.)’e getirdi. Hz. Peygamber (s.a.v.)’de o düğümleri çözdü. Hz. Peygamber (s.a.v.), sanki bağından kurtulmuş gibi oldu. Fakat bunu o yahudinin yüzüne vurmadı. Vefat edinceye kadar böyle kaldı.
Hz. Peygamber (s.a.v)’e sihir yapıldığında Hz. Peygamber (s.a.v) hanımı ile cinsî münasebette bulunmadığı halde, bulunduğunu sanmaya başladı. Bu sihrin, en şiddetlisidir. Hz. Peygamber (s.a.v), “Ey  Âişe! Biliyor musun, Allah kendisinden istediğim konuda bana fetva verdi. Bana iki kişi geldi. Birisi başımın, diğeri de ayaklarımın ucuna oturdu. Başımın ucuna oturan diğerine: “Adama ne olmuş?” dedi.  Diğeri: “Sihir yapılmıştır” dedi. Baş ucumdaki adam: “Sihiri kim yapmıştır?” diye sordu. Ayak ucundaki adam da: “Lebid b. A’sam” dedi. (Bu Benî Zureyk kabilesinden bir kişidir. Yahudiler ile aralarında anlaşma vardı ve münâfıktı.) O başucumdaki yeniden, “Hangi nesneyle yapmıştır bunu?” diye sordu. Diğeri, “Bir hurma salkımının kabuğu altına üfleyerek onu Zervan kuyusunun altındaki salın altına koymuştur” dedi. (Ebu Müslim)
Hz. Peygamber (s.a.v.) o kuyuya vardı. O yapılan sihri çıkardı ve “İşte bu kuyu bana gösterilen kuyudur! Onun suyu sanki kınanın suyu idi. Oradaki hurmalar sanki şeytanların başlarıydı” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v.)’e “Bunu neden halka ilan etmiyorsun?” dedim. Hz. Peygamber (s.a.v.),“Allah (c.c.) bana şifa verdi. Kimseyi utandırmak istemiyorum” dedi.
 İmâm Ahmed ve Müslim (Hz. Aişe (r.anhâ)’dan)
(Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, 3/102-103)