Güzel ahlâk, akıl kuvvetinin îtidal ve normal derecesine, hikmetin kemâline, öfke ve şehvet kuvvetinin normal olup akla ve şeriate itaat etmesine bağlıdır. Bu normallik, iki yönden meydana gelir.
1. 1. İkram-ı İlâhi neticesi güzel ahlâklı olarak dünyaya gelir. Hatta şehvet ve gazabı da korunmuştur. Onun şehvet ve öfkesi, akla ve ilâhî nizama itaat edecek ve normal bir şekilde yaratılmıştır. Bu bakımdan bu kimse öğrenmeksizin âlim olur.
Öğrenmeden terbiyeli olur. Örneğin; Hz. İsa (a.s), Hz. Yahya (a.s) ve bütün peygamberler böyledir. Tabiat ve yaratılışta, gayret sûretiyle elde edilen bir şey bulunabilir.
2. 2. Bu ahlâkları nefisle cihâd ve riyazet yoluyla elde etmektir. Bundan gayem, nefsi güzel ahlâkın istediği hareket ve fiillere zorlamaktır. Mesela; cömertlik ahlâkını elde etmek isteyen bir kimse için yol, cömertlik fiilini âdet haline getirmek için nefsini zorlayarak alıştırmaktır. Bu da malın verilmesi demektir. Daimî bir şekilde mal vererek bunu zoraki bir şekilde nefsine kabul ettirmeli ve bu hususta nefsiyle mücahede etmelidir. Ta ki bu, nefsi için tabiîleşip kolay hale gelinceye kadar… Böylece nefis, cömert olur.
Böylece nefsine tevâzu ahlâkını kazandırmak isteyen bir kimse, nefsine kibir ve gurur galip geldiği halde şu yolda onu elde edebilir: Uzun bir müddet mütevâzi kimselerin fiillerine devam etmeli, bu devamlılık müddetince nefsiyle mücahede edip zoraki bir şekilde onu bu yöne sevketmelidir. Bu ahlâk, nefsin ahlâkı olup, onda tabiî bir şekil alıp, kolayca onda yerleşinceye kadar devam etmelidir. Şer’an ve dinen güzel ahlâkların tamamı bu yol ile elde edilir. Güzel fiillere aşık olan ve onlardan zevk duyan bir kimsenin devam etmesi gibi bunlara devam etmedikçe ve aynı zamanda çirkin fiilleri kerih görüp onlardan elem duymadıkça, güzel ahlâk onun kalbinde yerleşmez.
(İmâm-ı Gazali, İhya-i Ulumiddin c. 3 s. 134-135)
20 Ocak, Mevlâna Takvimi