Sabah namazını ortalık ağarıncaya kadar geciktirmek müstehaptır. Bunun ölçüsü, kılınan namazın iadesi gerektiğinde bunu edâ edecek kadar bir zamanın kalmasıdır. (et-Tebyin, Nasbûrraye, Zeylai, 1/225) Bu ölçü, hac menasikini yapanların Müzdelife’de Bayram’ın birinci günü sabah namazı müstesna, yılın her mevsiminde muteberdir. Ancak Müzdelife’de bulunan mü’minler sabah namazını fecir doğunca kılar ve öylece Minâ’ya hareket ederler. (el-Muhit, Radiyüddin Serahsî)
İkindi namazını, güneşin parlaklığının değişmediği vakte kadar geciktirmek müstehaptır. Bu da daha çok, her şeyin gölgesi, fey-i zevâl hariç, iki mislini bulup aştığı vakte rastlar. Buradaki değişiklikten maksat, çoğu fakihlere göre, ışınların parlaklığı değil, güneş cirminin gözle rahatlıkla bakılmayacak kadar parlak bulunmasıdır. (el-Hidâye, Fetavâ-yi Hindiyye)
Akşam namazını genellikle vaktin evvelinde kılmak müstehab sayılmıştır. Çünkü bu konudaki tavsiye anlamındaki hadisler çeşitli rivayet yollarıyla nakledilmiştir: “Ümmetim, akşam namazını, yıldızlar belirgin duruma gelinceye kadar geciktirmediği sürece fıtrat üzere olacaktır.” (İbn Mâce)
Yatsı namazını, yorgun ve uykusuz olmayanların gecenin üçte birine geciktirmeleri müstehaptır.
Bu konudaki bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulmuştur: “Ümmetime meşakkat vermemiş olsaydım, her namazda misvâk kullanmalarını emreder ve yatsı namazını da gecenin üçte birine geciktirirdim.” (Tirmizi, Nesâi)
Yağmurlu ve karlı havalarda ise, yatsı namazını vakit girince hemen kılmak müstehaptır. Çünkü bu durumda cemaate gitmek, geciktiği takdirde biraz zorlaşır. (el-Muhit, Radiyüddin Serahsi)
Vitir namazını da uyanacağına güveni olan kimse için gecenin sonuna geciktirmek müstehaptır. Kendine güveni olmayanın uyumadan önce kılması müstehaptır. (et-Tebyin, Fetavâ-yi Hindiyye, İbn Abidin)