Resûlullah (s.a.v.), “Allah’ı devamlı olarak anar, namazlarını da Hz. Aişe (r.anhâ) annemiz  şöyle naklediyor: “Yüce Allah, Hz. Pey gamber (s.a.v.)’in  ruhunu alıncaya kadar iki defa namazı son vaktine bırakmış değildir.”

Seyyidü’l Beşer (s.a.v.) Efendimiz  bir hadîs-i şeriflerinde “Namazın ilk vaktinin sonuna nisbeten üstünlük ve fazileti, âhiretin dünyaya göre üstünl ük ve fazileti gibidir.” buyurmuşlardır. (Deylemî)

Abdullah İbn Mes’ud (r.a.), Efendimiz (s.a.v.)’e, “Ey Allah (c.c.)’nun Resûlü! Hakk Teâlâ hangi amelleri sever ve ondan hoşlanır.” diye sorunca, Efendimiz (s.a.v.), “Vaktinde kılınan namazı” buyurmuşlardır. (Buhari ve Müslim)

Gâidü’l Gurri’l Muhaccelîn (s.a.v.) başka bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Kişi abdestini tazeleyip namazlara vaktinde kalkar, rükû ye sücûdunu huşu içinde tamam larsa, bu namaz o kişiden beyaz olarak pırıl pırıl parlayarak ayrılıp giderken, geri dönüp sahibine: Beni koruduğun gibi Allah da seni ko rusun, der. Kim ki abdestini güzelce almaz, namazını vaktinde kılm az, kıyam, rükû ve sücûdunu huşu içinde yapmazsa, o namaz sim siyah olarak çıkıp giderken sahibine: Beni zayi ettiğin (hakkımı ver mediğin) gibi Allah da seni heder etsin, der. Âdabına riayet edilmed en kılınan bu namaz, Allah (c.c.)’nun dilediği yere kadar varınca, orada eski bir elbisenin dürüldüğü gibi dürülür, sonra sahibinin yüzüne çar pılır” (Taberanî)

Hadis-i şeriflerde şöyle buyrulmuştur:

“Kişi, birinci tekbire yetişmek şartiyle kırk gün namazını cemaatle kılarsa, biri ateşten, diğeri nifaktan olmak üzere kendisine iki berâet yazılır.” (Tirmizi)

“Kişi, bir mescidde kırk gece yatsı namazlarından birinci rekâtı kaçırmadan cemaatle namaz kılarsa, Hakk Teâlâ o kişi için ateş azabından azad olunmuştur, diye yazar.” (İbn Mâce)

(Ömer Muhammed Öztürk, Cemaatle Kılınan Namazın Fazileti, s.40-43)