Resûlullah (s.a.v.) Hadîs-i Şerîfte: “Kiminiz namazı tam kılar, kiminiz yarım,kiminiz üçte bir, kiminiz dörtte bir, kiminiz beşte bir kılar. Bu noksanlık onda bire kadar gider.” buyurmuşlardır.
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre: Bir adam mescide gelib rukû ve secdelerinde tâdil-i erkâna riâyet etmeden bir namaz kıldı. Nebi (s.a.v.) de onu gözetliyordu. Adam namazını bitirip geldi selâm verdi ve Rasûlullah (s.a.v.): “Git tekrar kıl,çünkü sen namaz kılmadın!” buyurdu. Adam gidip tekrar kıldı, Resûlullah (s.a.v.) tadil-i erkana riâyet edinceye kadar onu üç defa geri çevirdi.
İmam Ebû Yûsuf’a göre tâdil-i erkân farzdır. İmam-ı Âzam’a göre vâcibdir. Tâdil-i erkânına riâyet edilmemiş namazın iâdesi lâzım gelir.
Nebi (s.a.v.)’den rivâyet olunduğuna göre: “Hırsızların en kötüsü namazdan çalandır” yani, rukûunu, sücudunu tamam yapmayarak çalandır, diye buyurdular. “Bu hırsızınki kesilir mi” dediler. Efendimiz (s.a.v.) ‘ de “Bilakis kesilir” buyurdular, orada hazır bulunanlar da güldüler.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, namaz kılan fakat kıyam, ruku ve celsesinin ahkamını yerine getirmeyen birini gördüğünde şöyle buyurmuştu: “Eğer sen bu hal ile ölürsen kıyâmet gününde sana “Ümmeti Muhammed” (Muhammed (s.a.v.) Ümetinden) demezler.”
Mervidir ki, Zeyd bin Vehb, namaz kılarken sücûd ve rukûunu yerine getirmeyen bir kimseyi gördü ve onu çağırıp: “Ne vakitten beri bu vech üzre namaz kılarsın”, dedi. O kimse de: Kırk senedir, dedi. Zeyd buyurdu ki: Sen kırk senedir namaz kılmadın, eğer vefat edersen Muhammed Resûlullah (s.a.v) sünneti üzere ölmezsin.
(Hz. Mahmud Sami Ramazanoğlu (k.s.) Musâhabe 3, 95.s.)