Güneş doğarken, tam tepede iken ve batarken namaz kılmak caiz değildir. Zira Ukbe b. Amir (r.a.), Nebî (s.a.v.) “Güneş doğarken yükselinceye kadar, tepede iken sağa doğru kayıncaya kadar ve batarken de tam batıncaya kadar olmak üzere- üç vakitte bizi namaz kılmaktan ve ölülerimizi kaldırmaktan nehyederdi” diye söylemiştir. Sözü geçen vakitlerde cenaze namazını da kılmak caiz değildir. Tilâvet secdesi de namaz niteliğinde olduğu için tilâvet secdesini de yapmak caiz değildir. Ancak aynı günün ikindi namazı güneş batmadan önce kılınabilir.
Cenaze namazıyla tilâvet secdesinin caiz olmamaları mekruh olmaları demektir. Hattâ eğer kişi bu vakitlerde cenaze namazını kılar veyahut bir secde âyetini okuyup tilâvet secdesini yaparsa, mekruh bir ibadet yapmış olmakla beraber, kıldığı namaz veyahut ettiği secde fasit değildir. Zira bu namaz veya secde her ne kadar kusurlu olarak eda edilmişse de, onların vücubuna sebeb olan cenazenin hazır oluşu veyahut secde âyetinin okunuşu da -mekruh vakitte olduğu için- kusurlu birer sebebtir.
Sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar ve ikindi namazından sonra da güneş batıncaya kadar nafile namazı kılmak mekruhtur. Çünkü Nebî (s.a.v.) bundan nehyetmiştir. Bu iki vakitte kaza veya cenaze namazını kılmada ve tilavet secdesini yapmada sakınca yoktur. Zira bu iki vakitte namaz kılmanın mekruh olması, bu vakitlerde herhangi bir özellik bulunduğu için değil, bu vakitlerin farz namazın vakitleri olduğu içindir. Tan yeri ağardıktan sonra iki rekâttan fazla sünnet kılmak mekruhtur. Zira Nebî (s.a.v.) sabah namazında iki rekâttan fazla sünnet kılmamıştır.
Güneş battıktan sonra da farzdan önce herhangi bir sünnet kılınamaz. Zira akşam namazından önce sünnet kılınırsa vakti dar olan akşam namazının farzı gecikmiş olur. Namaz kılmak hutbeyi dinlemeye mâni olduğu için Cuma günü imam hutbe okurken hutbesini bitirinceye kadar namaz kılınamaz.
(İmam Merginânî, Hidaye Tercümesi, c.1, s.88-90)