Hiçbir Peygamber (a.s.)’m şeriatı, namazdan hâlî (boş) kalmamıştır. Namaz, Ka’be vasıtasiyle ibâdet olduğu için mertebesi îmândan aşağıdadır. Namaz, îmândan değil mânın fürû’undandır (dalından, budağından şu’besinden-dir). Namazın Arapçası salât, lügatte “dua” ma’nâsına gelir. Namaz, şer’an malum fiiller ma’nâsına nakledilmiştir. Namaz, her mükellefe bi’l-icmâ, ya’ni Kitâb ve sünnetle, arz-ı ayndır. Hicretten bir buçuk sene evvel Ramazân’m on yedinci cumartesi akşamı İsrâ gecesinde farz kılınmıştır.
Namazın aslı, her peygamber (a.s.)’m şeriatında vardır. Sabah namazının Âdem (a.s.)’a; öğlenin Dâvud (a.s.)’a; ikindinin Süleyman (a.s.)’a; akşamın Ya’kûb [a.s.)’a; yatsının Yûnus (a.s.)’a farz kılındığı, ümmet-i Muhammed (s.a.v.)’e ise hepsinin toptan meşru’ olduğu söylenir.
Namaz, Kâ’be’yi ta’zim vasıtasıyla ibâdet olmuştur. Allah ta’âlâ, Kâ’be’ye dönmeği ona ta’zîm için emretmiştir. Kâ’be’yi ta’zim vasıtasiyle de Allah’ı ta’zîm hâsıl olur. Namaz, fiil i’tibâriyle îmânın şu’besidir; hükmü i’tibâriyle de farz olmasına bakılarak îmândandır. Çünkü Nebî-yi Ekrem (s.a.v.) Efendimizin getirdiklerini tasdîk cümlesindendir.
Nebî-yi Ekrem (s.a.v.) Efendimiz: “Çocuklarınız yedi yaşına vardıklarında, onlara namazı emredin; on yaşına vardıklarında namaz için onları dövün.” buyurmuşlardır. Sahîh kavle göre oruç da namaz gibidir. Çocuğa namaz ve oruç emredilir. İçki içmek yasaklanır. Tâ ki hayra alışsın, kötülüğü terk etsin.
Namazı inkâr eden kafir olur. Bu, kat’î delil ile sabit tir. Tembelliğinden dolayı kasden terk eden fâsık olur.
(Ahmed DÂVÛDOĞLU (rh.a.), İbn-i Âbidîn Tercemesi 2. c., 5-7. s.)